Son Dakika



Yurdagün Göker ustamız, Türkiye gazetesinden ayrıldıktan bir süre sonra Cumhuriyet’e geçmiş, ‘Dış Haberler’ sayfasında çizmeye başlamıştı.

Fakat gazetenin karikatürcülerinden biri, Yurdagün Göker’in Cumhuriyet’e gelişinden hoşlanmamış, köşesinde tepki göstermişti.

O dönem gazete yönetiminin başında İlhan Selçuk vardı.

Gazetedeki büyük ayrışmalarda, tarihsel kopuşlarda İlhan Selçuk’la birlikte hareket etmiş bu karikatürcü dostumuzun gerekçesi, “sol” bir gazetenin kadrosunda “sağcı” bir çizerin ne işi vardı!..

Bu karikatürcümüz haklı mıydı peki?

 

Oysa yakından izleyenlerin hemen fark edeceği üzere Yurdagün Göker, Türkiye gazetesindeki karikatürlerinden farklı şeyler söylemiyordu Cumhuriyet gazetesinde…

Hatta “tarih tekerrür eder” denir ya, özellikle dış politika gündemindeki benzer bir olayda Türkiye gazetesinde geçmişte çizdiği bir karikatürü Cumhuriyet’te tekrar yayınladığı oldu.

Kendisi bunu saklamaz, sohbetlerde söyler zaten…

‘Türkiye gazetesi ile Cumhuriyet gazetesi arasında fark yok’ demek de büyük haksızlık olacağına göre, bu durumu nasıl açıklayacağız o zaman?

Tabi ki Yurdagün Göker’in bağımsız kişiliği ile…

Tanıdığım Yurdagün Göker öncelikle dersine tutkuyla bağlı bir karikatür öğrencisidir.

Okur, araştırır, soruşturur, sevdalısı olduğu bu uğraşın her şeyini merak eder.

Karikatüre nokta kadar katkı yapan, emek veren herkesi ayrımsız yüreklendirir…

Aynı zamanda yorulmaz bir öğretmendir; doğru bildiğini çekinmeden anlatmaktan usanmaz.

Karikatürün köklerine ilişkin kitap hacmindeki “Karikatürün Arkeolojisi” isimli çalışmasını ilgilenen herkesle paylaşmaktan mutlu olur.

 

Sanat hayatı boyunca çok sayıda kişisel sergi açtığı gibi, sayısız karma sergilere de katılmıştır. Anlayacağınız sergilere doymuştur…

Fakat o, Hasan Seçkin arkadaşımızın Kartal Belediyesi ile ortaklaşa hazırladıkları bir karma sokak sergisine bile, dünya kadar yolu üşenmeden gidip karikatürünü elden teslim edecek kadar heyecanını yitirmemiş bir ‘gençtir’.

O halde pekâlâ şöyle söyleyebiliriz; 50 kuşağı karikatüristlerinin en genci Yurdagün Göker’in gençliği sürüyor…

Soğuk Savaş döneminin naftalinli kavramlarıyla konuşmaktan vazgeçmeyip, illa ‘sağcıdır’ diyeceksek, sağcı Karikatürist Yurdagün Göker hayattan ne bekliyor olabilir peki?

 

Ben biliyorum, yukarıda söyledik; fikri, vicdanı, irfanı özgür bir yurttaş olarak ülkesinin de özgür ve bağımsız olmasını istiyor…

Görünüşte “taban tabana” zıt siyasi fikirlere sahip başka karikatürcüleri sevebiliyor, onlarla ortak sergilerde yer almak için koşturuyor; ‘meslektaşlık’ kavramını önemsiyor…

Yani demokrasi istiyor…

Ülkesinin iyiliğini düşünmekten bir an bile vazgeçmiyor…

Tam burada, içeriğine katıldığından emin olduğum, zamanında ilgi gören bu dış politika karikatürümü Yurdagün Göker ustamıza armağan ediyorum:

 

Demem o ki, çalıştığı gazetelerin isimlerine takılmamak gerek…

Benim izlediğim karikatürcü Yurdagün Göker akıl baliğ olduğundan bugüne kadar hep; “TÜRKİYE” diyor, “CUMHURİYET” diyor!

Mustafa Bilgin
Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)

REKLAM

ÜCRETSİZ ABONE OL

REKLAM