"Harap" şiirler.. / A. Merve Özdemir
İlk kitapla başarılı bir grafik çizmek, yazdıklarıyla dikkatleri çekmek, hafızada kalacak şiirler yazmak her şaire nasip olmaz.
Şair Cenk Gündoğdu'nun ikinci kitabı Harap Kırmızı Kedi Yayınları’ndan yayımlandı. Bu kitap kendinden olmayana, günümüzün tabiriyle ‘öteki’nin yarasına, acısına, kahrına bakan, evrenin uğultusunu duyan ve duyurmak isteyen, en köşeye kıstırılmış ademin çığlığıdır; ‘yeraltı’cıların “bunlar şiir değil bir uluma!” dediği gibi sert, içeriden, derin ve ürkütücü bir çığlık. İlkinden daha geniş duran dizelerin hâkimiyetinde, çağrışımlı okumalara açık, sert, öfkeli, haykıran bir ses, söz, öz var Harap'ta.
(...)
Toplumsal bir "mesele"si olmasına karşın önceki dönemlerde olduğu gibi şiire işlevsellikle yaklaşan o bildik toplumcu eda yok şairin sesinde.
Eleştirellik, saklı yerlerden söz alma, bilinmeyen yerlere dokunma bakımından ‘karşı ses’ diyebileceğimiz bu şiirde bilinen klişe söylemlere de yer yok.
Sertlik, hakikat, eda, tavır, iyi şiir etkisi, çarpıcı metafor, can yakan gerçekler, bugüne ait sözler, sesler var.
Alışıldık sözcük ve yapılarla inşa edilen ve okurda tekrar duygusu yaratan, şiirimizdeki müzikalitenin boyut değiştirmesi açısından kıymetli bir kitap Harap. Özellikle etli dizelerle örülü uzun şiirlerde alınan risk, güçlü bir müzikle tekrar edilen sözcük ve seslerle hiç düşmeden bizi içeride tutuyor, dışarıya atmıyor.
Uzun şiirler yazmak, sözcükleri yan yana koyarak, alt alta dizerek, sayfaya doldurup sıralayarak yapılageldiğinden midir, kolay gibi gözükür. Bu işi hakkıyla yapmak için güçlü bir şiir sezgisine sahip olmak, şiiri bilmek, iyi okur olmak, iyi kulak sahibi olan bir müzisyen gibi itinalı çalışmak gerekir.
Bu ciddiyetin farkında bir şairle ve şiirle karşı karşıyayız Harap'ta. Özellikle şiirdeki dip ve yüzey sesler, sıralanan kelimelerle güçlenerek büyük bir orkestrasyon yaratıyor. Bu müzikalitede ritim, arka planında bir anlam taşımasına karşın hiç düşmeden ve bizi de düşürmeden ilerliyor. Bu uzun şiirlerde ilk başta göze çarpan şey, çarpıcı metaforlar kadar tekerlek işlevi gören ve müziği oluşturan: Ses.
Kuşkusuz sözcüklerin anlamı vardır ve şiirde yan yana gelen bu sözcüklerin arka plandaki bir şeyi dile getiren anlamları kadar müzik olduğunu, şiirdeki alt/üst/yan seslerle ortaya koyuyor şair.
Bir fikri olan bu şiir; katman katman bizi varmak istediği yere götürüyor ve burada muhasebeye girmemizi, sorgulamamızı söylüyor. Olanı özgün bir biçimde gösterirken umut vaat etmeden insanı ve sorunlarını bir hesaplaşmayla okura çözdürmek isteyen bir tavır görüyoruz bu şiirlerde:
“bu som sözdür dinle karayelden gelen arkadaşım
rüzgâr dolu çayırlardan aldığın deliliğin gençliği
ince güneşler altında uzanan, adını aldığın o duru sevinç
çarşambaya indiğin tuzlu su dolu ışıltılı geçmişin
ağır yara aldığın ağzı alevli deli vakitlerin
köleler için boğuştuğun tazeliğin/ sertliğini savurduğun kışlalar, minberler, minareler
uykusuz kılıçlar, acısını aldığın çalışkan süvariler, yalan
köy mezarlığında geçmişe kazdığın gelecek”
(...)
Toplumsal problemleri, acıları kelimelerinde göstermek isteyen, yeryüzündeki kötülüklere suskun kalmayan şairde dikkat çekici bir diğer yan ise, şiirine araçsallığı yakın etmeyerek geçmişteki toplumcu şiir/şair algısından uzak bir profil çizmesidir.
Şiirin bir hafıza ve toplumsal belleği canlı tutma tavrı olduğunu gösteren şairin unutmayan, unutturmayan bir yönünü de yine bu uzun dizeli, ritmi, temposu yüksek şiirlerde özellikle görürüz.
Yani hatırlatan şair için şiir; beğeni vermesinin, derinlik katmasının, kendini tekrar tekrar okutmasının yanı sıra bir anlamda bu kanaldaki şiirler için vakanüvis de.
Adaletsizliklerin taştığı, camını, çerçevesini kırmak istediği dünyaya şairin kelimeleriyle “haklılıktan yapılmış emsalsiz saydam öfkeleriyle/ kırık kalbi, kıvrık paçası, genişleyen gençliğinin tüfeğiyle” mazlumun derdiyle dertlenen, ötekinin kederiyle kederlenen, kendini hırpalayan, duyarlı bir şiirin adresi olan Harap, ürkmeyen ama okuyanı ürkütecek bir kitap olarak karşımızda.
Dünyanın güzel, hayatın tatlı, insanın şirin halini arayanların uykusuz kalacağı, umutsuzluğa düşeceği bu kitapta başkasının acısına bakan, çağına tanıklık eden geçmişin sesine, bilgisine, diline kendi söylemini katıp yeni bir biçimde şiirini kuran... bir şiir, şair var Harap'ta.
A. Merve Özdemir
GERCEKEDEBİYAT.COM
KİTABI EDİNMEK İÇİN....
YORUMLAR