Kulüp Bulvar ve MET Kulüp
Ankara'da 1960'ların sonlarında açılan Kulüp Bulvar ve MET Kulüp Türkiye'nin en kalite müzisyenlerini ortaya çıkardı. Şerif Yüzbaşıoğlu, Salim Ağırbaş, Atilla Özdemiroğlu, Selçuk-Uğur Başar, Garo Mafyan, Asım Ekren, İlhan Kayral, Hüleyra, Esin Afşar ilk burada sahne aldılar.
1954 yılı… Ankara’da, Atatürk Bulvarı üzerinde 141 numarada; dört katlı, 33 odalı otel hizmete girdi. Sahipleri bir dönem Ankara’ya damgasını vuran Karadeniz Lokantası’nın kurucuları Haydar Ertan ve Ahmet Gültan oteli yıllar içinde büyüterek 177 odalı bir yerleşkeye dönüştürdüler. 1960’da binanın alt katında 150 kişilik bir restoran ve 75 ila 100 kişilik Kulüp Bulvar eklendi. “Anahtarlı Bulvar” da deniliyordu. Yöneticisi Cengiz Özdemir’di. 1968 yılında… Özdemir, tanınmayan, müşterisi olmayan salona yenilik getirmek için, Ankara Radyosu’nda “Eyfel’den Müzik” programının yapımcısı Erkan Özarman’a iş teklifinde bulundu. Özarman radyodaki görevinden ayrıldı, mekânı işlevsel hale getirmeye soyundu. Şenay Ekiz (Yüzbaşıoğlu)1, Esin Afşar sahneye ilk adımlarını burada attılar. “Anahtarlı Bulvar” 1969 yılbaşı gecesine Esin Afşar’ın şarkılarıyla girdi. Afşar, TED Ankara Koleji’nden mezun olduktan sonra Ankara Devlet Konservatuarı Piyano Bölümü’nü bitirmişti. Yorumlarında kullandığı Türkçe ve diksiyonu, o dönem “Cebeci ağzı” olarak nitelendirilirdi. Annesi gazeteci Rüveyde Sinanoğlu2 da Ankara’nın tanınmış, sevilen simalarındandı. Mekâna gümüş ve altın anahtarla giriliyordu. Radyo’nun stajyer sanatçısı Emel Sayın da ilk kez bir orkestra eşliğinde Türk Müziği şarkılarını burada okudu. Orkestranın ilk solisti kolejli bir genç olan Kâmil Şükun3 diğeri de Galatasaray Lisesi’nden mezun Kerem İlter’di4. Diskjokey olarak Okan Tapan5 görev yapıyordu. Doğan Canku bu mekânda tanındı. Daha sonra Modern Folk Üçlüsü olarak yine burada sahne aldılar. 1968 yılına kadar hiçbir sahneye çıkmayan Zehra Zeren, bir ay süreyle Bulvar Kulüp’ün ayrıcalıklı müşterisine tangolar seslendirdi. “Anahtarlı Bulvar”ın ömrü kısa oldu, bir yıl sonra kapandı. Erkan Özarman, 1960 Son gece, sinema oyuncusu Öztürk Serengil sanatçı Marc Aryan’ın “Si tu n’ètais pas volage / İçmişim başım dönüyor” şarkısını Türkçe söyleyerek, inanılmaz bir başarı kazandı. Ardından sahneye çıkan Dario Moreno da önce “Deniz ve Mehtap” ardından “Hatıralar hayal oldu” şarkılarını söyledi. Bir yıl sonra 1969’da… Çankaya’da İran Caddesi Hayat Apartmanı A Blok altında MET Kulüp açıldı. İsmini Mustafa Satır’ın M’si, Erkan Özarman’ın E’si ve Tolga Zeytinoğlu’nun T’sinden alıyordu. Mustafa Satır CHP genel sekreteri Kemal Satır’ın oğlu; Tolga Zeytinoğlu 17 Şubat 1959 günü Başbakan Adnan Menderes’in de içinde bulunduğu uçağın Londra yakınlarında düşmesi sonucu hayatını kaybeden DP Eskişehir Milletvekili Kemal Zeytinoğlu’nun oğlu, Erkan Özarman ise bir yıl önce Bulvar Palas Kulübü’nün müzik direktörüydü. Diskoteğin ilk DJ’i de Bulvar Kulüp’te Özarman’la birlikte çalışan Okan Tapan’dı. Erkan Özarman - Dario Moreno MET, Ankara’nın ilk sosyetik diskoteğiydi. Başkent’te daha önce de diskotek adı altında yerler vardı, ama DJ yoktu, bilinmiyordu. Kızılay’da Ulus Sinemasının karşısında Modern Palas’ın bodrum katında, Maltepe’de Strasburg (Serçe Sokağı) sokağın başında La Bohem ve Huzur diskoteklerinde sevdiğinizle el ele, diz dize günün en son melodilerini dinleyebilirdiniz. Mustafa Satır, Şerif Yüzbaşıoğlu’nun Salim Ağırbaş, Atilla Özdemiroğlu, Selçuk-Uğur Başar, Garo Mafyan, Asım Ekren ile kurduğu orkestranın İlhan Kayral’la birlikte iki solistinden biriydi. Bir ara Hümeyra ile nişanlanan playboy Satır, Ajda Pekkan’dan ayrılması için babası CHP’li Kemal Satır tarafından yurtdışına gönderilmişti. Şarkıcılık yapma hevesi de o sırada oluşmuş, destek de Özarman’dan gelmişti. İstanbul’da yeni açılan Lalezar’da çalışmak üzere Mustafa Satır için bir anlaşma yapmıştı. Ne var ki, Rock’n Roll hayatına rağmen şarkıcılık kumaşına sahip olmayan Satır bu alanda başarılı olamayacaktı. Eski Gazete’de şöyle bir haber yayınlanmıştı: “Geçen yaz şarkıcılığa başlayan, ancak beklenileni veremediği için bir süredir sahnelerden uzak kalan Mustafa Satır, geçenlerde Ankara’da tertiplenen bir konserde tekrar sahneye çıkmış, fakat kıyafetini ve sesini beğenmeyen dinleyiciler kendisini yuhalamışlardır. Öte yandan şarkıcılıkta başarılı olamayacağını anlayan Mustafa Satır, tekrar eski mesleğine dönerek Erkan Özarman ve Tolga Zeytinoğlu ile ortak “MET” adlı bir kulüp açmıştır.” (Eski Gaste, 14.04.2017). MET’te daha sonra DJ olarak çalışmaya başlayan Tezer Esenyel de Oxygen adlı grupla Ankara gecelerine katıldı. Grup, Hey Dergisi’nde sadece ön adları verilerek tanıtılmıştı: Tezer, Özkan, Nezih ve Ali… MET de Bulvar Kulüp gibi bir yıl sonra kapandı. Kamil Şükun 15 yıl sonra Aralık 1985’te turizm iş kolunda ilk grev kararı Bulvar Palas’ta alındı. Çalışan 131 işçi toplu sözleşmede anlaşamayınca, greve gidildi. Bir süre anlaşma sağlandıysa da 1991 yılının ocak ayında kapıya bir yazı asıldı: “Bu iş yerinde grev vardır!” Modern Folk Üçlüsü Zaman hızla geçti... 90’lı yıllarda sözlerini Murathan Mungan’ın yazdığı şarkı dilden dile dolaşıyordu: “Hani mevsimler kimseyi dinlemezken / Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken / Eskidendi, eskidendi, çok eskiden.” Okan Tapan - Elif Tapan Ayak izlerimiz, ne çok yerinde vardı bu şehrin… ____________________________ 1 Şenay Ekiz 1947’de İstanbul'da doğdu. Bulvar Kulüp’ de sahne aldığında 18 yaşındaydı. Blues şarkıları seslendirdi. Yazdığı şarkı sözleri TRT tarafından solcu bulundu. 1970’de Şerif Yüzbaşıoğlu ile evlendi. 12 Ekim 1973’de seçimlerden iki gün önce CHP’nin son mitinginde mikrofona gelen Şenay Yüzbaşıoğlu “Atatürk’ten sonra sanata ve sanatçıya en büyük değeri veren devlet adamı Bülent Ecevit için söylüyorum” dedi, “Gel Kardeşim Elini Ver Bana!” şarkısını söyledi: “Bak kardeşim / Elini ver bana / Gel kardeşim / Neşe getirdim sana / Al kardeşim/ Ye, iç , gül, oyna / Sor kardeşim / Kolunu boynuma / Sev kardeşim / Canım feda yoluna / Tap kardeşim / Tüm insanlara / Dünyaya geldik bir kere / Kavgayı bırak her gün bu şarkımı söyle / Sevdikçe güler her çehre / Amaçlar hep bir olsun / Kalpler birlikte / Dünyaya geldik bir kere / Kavgayı bırak her gün bu şarkımı söyle / Sevdikçe güler her çehre / Mutluluklar bir olsun / Acı birlikte /” şarkı bittiğinde inanılmaz bir alkış yükselmişti. 2013’de 65 yaşında aramızdan ayrıldı. 2 Rüveyde Sinanoğlu, gazeteci ve yazardı. Özellikle İtalyan çevirmeleri ve yazdığı Çocuk Masalları ile tanındı. Nüzhet Sinanoğlu’nun ilk eşinden olma üç oğlu vardı. Samim ve Suat Sinanoğlu 35 yaşlarında profesör olmuşlardı. Halen Türkiye’nin en genç profesörler unvanını taşıyan kişilerdir. Aydın Sinanoğlu ise Avrupa Konseyi’nde Basın Bölümü Başkanı olarak çalıştı. Nüzhet Sinanoğlu’nun ikinci eşi Rüveyde Sinanoğlu’ndan 26 yaşındayken Amerika Yale Üniversitesi’nde profesör olmuş (ki dünyanın en genç profesörü unvanı onundur), dünyada Türk Einstein’ı olarak ün yapmış, Time dergisine kapak olmuş, dahi Oktay Sinanoğlu doğdu. Esin doğduktan 3 yıl sonra Nüzhet Sinanoğlu hayata gözlerini yumdu. 3 1948 yılında İstanbul’da doğdu. Durul Gence beşlisinin solistliğini yaptı. Gazeteciliğe 1975 yılında Adan dergisinde başladı. Günaydın gazetesi, Ev Dekorasyon, Vizon, Ofis, Gelin dergilerinde çalıştı. Kim Kimdir? / Who’s Who in Turkey’in Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. Adam Yıllığı kapak fotoğrafı ve en başarılı dergi kapağı ödülüne değer görüldü. 2015’de öldü. 4 Yazar Şahap Sıtkı'nın oğlu olan Kerem İlter, 1968 yılında Galatasaray Lisesi’nden mezun oldu. Küçük yaşlarından itibaren müziğe ilgi duyan ve 70'li yıllarda profesyonel olarak müzikle uğraşan İlter, Fransa ve Türkiye’de sahne aldı. Çok sayıda bestesi de bulunan İlter, aynı yıllarda “Tatlı Bir Gün Gibi” adlı 45’liğini çıkardı. Türk Hava Yolları Reklam Bölümü’nden emekli olan İlter, 2006’da 58 yaşında aramızdan ayrıldı. 5 Rıfat Okan Tapan 1947 yılında Ankara’da doğdu. B.S. (Management) O.D.T.Ü.’den mezun oldu. İş adamı ve girişimci ruhu ile Türkiye’de büyük projelere imza attı. İş adamlığının yanı sıra Kültür ve Sanata olan ilgisi ile birçok müzik projesinin içinde yapımcı olarak da yer aldı. Bunlardan en bilinenin çalışması Gel Ey Seher’dir. 1998 yılında Muzikotek ile beraber eserin Paul Buckmaster ile yeni bir düzenlemesini yaptı ve Polad Bülbüloğlu’nun sesi ile eser tüm Türkiye’de tanınan popüler bir eser haline geldi. Okan Tapan’ın girişimi ile ortaya çıkan bu yeni kayıt ile eser halen daha Türk müzik piyasasında talep gören ve dinlenen bir eser olarak tarihteki önemli yerini aldı. Okan Tapan Türk, Azeri ilişkilerinde yürüttüğü başarılı çalışmaları ile halen daha birçok eserin kitlelere ulaşmasında ve tanınmasında önemli bir rol oynamaya devam etmektedir. Selim Esen
Gercekedebiyat.com