Ülkemin Yorgun Akşamı / Metin Turan
insanlar değişir de değişmez mi mevsimler:
sıcak soğuk, eski yeni yaşlanan tanrı.
hep çocukları için yalvardığını söylüyor
duası kendine yetmez dilenci,
bulguru pirinçten ayırt etmeyen göz
öğleni alacakaranlık, akşamı kızılkuşluk,
sesinde manda hırıltısı gün
pencere önlerinde miyavlayan kediler de yok artık
eylül ondan belli
mevziler şeffaf
kışlanın avlusuna teskere türküsü düşer gibi
jilet yakmış suratımda kahkahadır gözlerin
cenaze özgürlüğü dağlarına kir bulaşmış bu coğrafyada
pensilvanya, okyanusya
kendine selam verecek kıble arayan zavallı kuşsineği
her hece ateşle ateşkes arasında
hepatit b, c, virüs, antivirüs, kuş gribi, hiv,
domuz salçası...
batıdan akan nil
balkan harbi, galiçya, iskenderiye, musul ve çeçenya
afganistan, pakistan, fars, arap, kürt
bilcümle -insanlarıyla ortadoğu, afrika
kaşları, gözleri, ince kaba bütün hatlarıyla kadınlar
ve tüyleri, sakalları, pazubentleri, tırnakları,
seksüel, metroseksüel
saydam ışıkların gölgesinde yorgun erkekler
sülfürler, egzoz gazları, doymuş yağlar,
vah vagonları kapital yüklü tren!
her asa, tutunanı yürütür diyor büyükbabam
yürüttüğünü sanır baston,
oysa yürüyen de yürüten de ben!
yorulan her cumhuriyet gibi
sesine güz üşümesi düşmüş yurdum
yapraklarını karıştırıp tarih kitabının
hatırlamak diyosun ya
yenilgi cevabın kendisinde saklı: evet/hayır
(Eylül, 2010)
Metin Turan
GERCEKEDEBİYAT.COM
YORUMLAR