Leman dergisinin bulunduğu binanın etrafını sarmış bir güruhun haykırışları bize Sivas Madımak oteli katliamını andırmasını, otelin yakılmadan önceki durumunu anımsatması nedeniyle dehşete düştük.

Önce şunu söyleyelim ki ‘Sosyalistin en aptalı halkla din iman işlerini konuşandır’ önermesine ‘Sanatçının en aptalı din iman işlerine bulaşandır - konu edinendir’i ekleyebiliriz.

Ne var ki sanatın ucu nereye varırsa varsın yaratılmış ’gerçek’ sanat yapıtlarının sonuna dek (sonsuza dek) özgür olmasından yanayız.

Bu sanatçı sorumsuzdur anlamına gelmez, aksine ideolojik takıntıları olsun ya da olmasın her sanatçı sonuna kadar toplumsal sorumluluk taşımalıdır. Sanatçının estetik kabiliyetlerini tamamlayan en önemli olgu bu sorumluluk duygusunun varlığıdır. Böyle sanat yapıtları deyim yerindeyse ‘cuk oturur’ ve kimse değil bir laf kımıldayamaz bile.

İşte ikisinden birinin olmaması taşkınlıklara, sanat yapıtının bir yanının sırıtmasına neden olur ki büyük eksikliktir. Bu eksiklik, yaşadığımız son olaydaki paradoksun da özüdür.

İlgili karikatürde, İran-Gazze-İsrail ya da Yahudi Müslüman savaşlarının kurşun yağmuru içerisinde göğe yükselen (başlarında Hıristiyan azizlerinin halesi var) Muhammed ve Musa adlı iki yaşlı kişinin ‘Selamün Aleyküm ben Muhammed – Aleyhem Salom ben de Musa’ diyerek el sıkışmaları çizilmiş.

Leman dergisi bu kişilerin peygamber değil iki dini temsil eden (dünyada 200 bin Muhammed adı varmış) sıradan yaşlılar olarak açıklıyor.

Değerli karikatürcümüz ve yazarımız Mustafa Bilgin’in dediği gibi karikatürdeki yaşlı Muhammed ve yaşlı Musa birer çocuk olarak çizilebilir ve hatta daha da etkili olurdu.

 

Bu karikatürü çizen sanatçının toplumsal sorumsuzluğunun yanında neredeyse GırgırOğuz Aral okulundan sonra paraya bel altına evrilmiş lümpenleşmiş karikatür dergileri yığınının ideolojik çarpıklığının da sırıttığı açıkça görülüyor. Gazzeli çocukların çığlığına hangi Tel Avivli çocuğun çığlığı karışıp eşitlenmiş ki… Saldırganla kurban nasıl eşit oranda çizilebilir vb.

Görüldüğü gibi sanatla toplumsal sorumluluğu ideolojik düstur haline getirememişlerin eksik bakışı özelde karikatür genelde sanat üzerine bugünkü olayları tetiklemiştir. Bu ülkede her sanatçının Türk tarihi ve İslam tarihini bilmesinin farz olduğu da yine bu olayla bir kez daha iyice anlaşılmıştır.

Daha feci olansa Leman binası önündeki güruhun ‘Kahrolsun Kemalistler!’ sloganlarıdır. Leman dergisi yazar-çizerlerinin ne kadar Kemalist oldukları tartışma götürür. Onlar sapına kadar ‘Selöcü’dür!

Çünkü Kemalistler bir ülkeyi Hıristiyan müstevlilerden kurtaracak, devamında yeni bir devlet kuracak ve o devlete İmam Hatip Liseleri, Diyanet İşleri gibi resmi kurumları kuracak kadar toplumsal sorumluluk sahibi, ayakları yere basan sağlam kişilerdir.

Leman dergisi binasında tam tam töreni yapan güruha anımsatma: Kuranı Kerim’de 24 peygamberin adı geçmekte bu peygamberler arasında Musa’nın adı tam 124 kez tekrarlanmaktadır. Musa’ya bu cömertliğe karşın sevgili peygamberimiz Hazreti Muhammed’in adı yalnızca 4 kez (yazıyla dört) ancak yer bulmaktadır.

Ayrıca Hazreti Muhammed, başta İran olmak üzere Osmanlı minyatürlerinde de yüzü açık resmedilmiştir.

Kuran’ı Kerim’de bu konuyla ilgili bir yasak söz konusu değildir. Ne var ki bir takım sahabelerin Müslümanlık öncesi puta tapanlar dönemine dönülme endişesi nedeniyle resim ve heykelin dinimizce yasaklandığını söyledikleri de iddia edilmektedir. Çağımız görsel çağ, dijital çağ, bu ne kadar geçerlidir din alimlerinin tartışması gereken konudur.

Bu nedenle koparılan fırtına yersizdir.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın X hesabından Leman çizerleri ve yöneticileri karga tulumba yakalanmalarının görüntülerini sert bir dille yayınlaması bir Madımak faciasının daha yaşanabileceği kaygısından olabilir, göstericileri ‘susun işte faillerin tümünü yakaladık’ anlamında bir paylaşım olabilir.

Sayın Yerlikaya’nın, Madımak oteli katliamını yapanların da günler boyu süren taviz ve okşamalardan pek anlamadıklarını bilmesi ve dergi önündeki elebaşılarının en az karikatür sanatçısı kadar ters kelepçeyi hak ettikleridir.

İktidarın bu denli ‘göstere göstere’ sert tepkisinin diğer –ve asıl– nedeni kapak karikatürü olabilir: Fatih Altaylı’nın boş koltuğunu gözaltına alan oldukça kaba saba çizilmiş (oysa son kuşak polislerimiz oldukça kültürlü ve nazik insanlardır; çıkınca Altaylı da bunu anlatacaktır) polisler gerçekten irkiltici. Tabi iktidar kanadı için Altaylı’ya bu denli sahip çıkmak daha da irkilticidir!

Daha daha irkiltici olansa iktidarın tepetaklak giden oy sayısını bu tür bahanelerle özüne dönüp gittikçe radikalleşerek ve devlet terörüyle kapatmaya çalışma olasılığıdır.

Tüm toplum kesimleri için daha daha daha irkiltici olansa  gidici AKP iktidarından sonra geride kalan semirmiş bu radikal İslamcı gruplarla nasıl baş edileceğini düşünmektir.

Edebudsman

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)