Nereyi kazarsak Antikçağ'dan bir kalıtın topraktan fışkırdığını görüyoruz. Böyle bir coğrafyada, Kutsal Anadolu toprakları üzerinde yaşıyoruz.

Ne var ki yaklaşık yedi uygarlığa analık etmiş, neredeyse tüm uygarlıkların beşiği Anadolu’ya, son dönem Türk yazar ve şairleri gerekli ilgiyi göstermiyorlar.

Taşını toprağını, dağını ovasını geçelim, Anadolu insanının dertlerine, duygu ve düşüncelerine ilgisiz bir edebiyat topluluğunun Antikçağ edebiyatına ilgi göstermesini beklemek belki biraz saçma gelebilir.

Ne var ki Türk edebiyatı, bu döneme ilgi duyduğu zamanları da yaşadı. Şiirimiz, bir dönem neredeyse Antikçağ şairleriyle iç içe yaşadı.

Melih Cevdet Anday’ı anımsayalım. Halikarnas Balıkçısı’nın, ömrünü bu işe verdiğini biliyoruz. (Kaçımız okuyor şimdi kitaplarını?)

Günümüz yazar ve şairleri Troya nerededir sanıyorlar? Afrika’da bir kent mi?

Miletoslu şairler nerede yaşadı? Tanzanya’da mı?

Ephesos nereye düşer acaba?

Kilikya (Antakya), Halikarnasos (Bodrum), Magnesia (Manisa), Hebros (Meriç ırmağı), Knidos (Datça), Amisos (Samsun) Güney Amerika’da mı?

Güney Amerika’da olsa üzerlerine ölü toprağı mı serper oralı yazar ve şairler? Yoksa kültürlerine sahip çıkarak, bu eşsiz zenginliği yeniden ve yeniden yaratarak tüm dünyayı sarsarlar mı?

Dünyayı İstanbul sanan, kendi yaşamlarını bu merkeze oturtan, kendinden menkul bir edebiyatçılar topluluğundan ne beklenir?

*

Ama genç bir şair/çevirmen Erdal Alova, İngilizce’den çevirdiği Antikçağ Anadolu Şiiri Antolojisi’ni kazandırdı Türk okuruna.

Hep merak etmişimdir Antikçağ yazı ve şiirleri iki bin yıl öncesinden bize nasıl ulaştı, diye. Alova bunu şiirsel bir dille açıklıyor önsözünde kitabın: “Bir avuç tozdur elinizdeki antoloji. İki bin yedi yüz yıl boyunca yangınlar, savaşlar, depremler, bağnazlıklar yüzünden yok olmuş nice şiirden arta kalan bir avuç toz. Şairlerden kalan parçalar: Örselenmiş papirüsler, yırtık ceylan derileri, kırık taşlar…”

Kitabın yolculuğu Rodos’dan başlayıp, Akdeniz’in doğu kıyısında bitiyor. “Rhodoslu Şairler”, “Koslu Şairler”, Miletoslu Şairler”, “Samoslu Şairler”, "Ephesoslu Şairler”, “Kolophonlu Şairler”, “Sardes’li Şairler…”gibi bölümlere ayrılmış. Kitabın son bölümünde anonim parçalar da var.

Çevirmen -ya da kitap yönetmeni (editörü değil!)- Yunanca adların İngilizce okunuşları yerine Türkçe okunuşlarını yazsaydı keşke; “İçindekiler” bölümünde de olsa.

Yer isimlerinin karşılarına -yukarıda yaptığım gibi parantez içinde de olsa- Türkçelerini de yazsaydı. Böylece okur daha da ısınırdı kitaba. Yazar ve şairlerimiz gibi yöre halkı da kendilerinden önceki kültürü özümseme/sahiplenmeye daha istekli olurdu.

*

Üzerinde yaşadığımız zenginliğe yabancı durdukça, emperyalist kültürün temsilcileri de, bu toprakların gerçek sahipleri siz değilsiniz, siz bu topraklarda misafirsiniz “muamele”si yapıyor. Sahiplenmeli, özümsemeli ve bizim kabul etmeliyiz geçmiş kültür mirasını.

Ancak böyle kök salabiliriz üzerinde yaşadığımız “Kutsal Anadolu”ya. Edebiyatın gücüyle yüzyıllar, bin yıllar sonrası kuşaklarına aktarabiliriz bu eşsiz kalıtı.

Güçlü kökleri olan, sökülüp alınamaz yerinden. 2500 yıl önce burada yaşayanların beslendiği gibi “incir” ve “asmalar”la besleniyor bugünün çocukları da!

Örneğin, “Kara incir, kız kardeşi asmanın” diye ya da “Temizlemek kenti /ve incir dalı yağmuruna tutmak” diye yazan şair Efesli Hipponaks’ı okuyanlar, Kaz Dağları’nı altın arayıcı haramilere bırakır mı? Yaşadığı toprakların elinin altından çalınmasına, kirletilmesine izin verir mi?

ANTİK ÇAĞ ANADOLU ŞİİRİ

Antikçağ Anadolu Şiiri Antolojisi’ni okuyanlar, insanoğlunun trajedisinin yüz yıllar boyunca değişmediğini, hep aynı kaldığını anlar. Bu topraklarda geçmişte yaşayanlara da bugün yaşayanlara da düşmanlık duymaz. Kimseye kin gütmez, kardeş kardeşe silah sıkmazdı.

2500 yıl önce Erinna’nın, kayınbabasının yakarak öldürdüğü “Gelin Baukis”in mezarı için yazdığı şiiri okusaydık bugünün Anadolu’sunda namus cinayeti de olmazdı inanın! 

Ahmet Yıldız
Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)