“İstanbul 2020” ve Ötesi / Hüseyin Atabaş
Anlaşılan, bizimkiler alemi aptal kendilerini akıllı sanıyorlar? Bu arada, dikkat edilirse, dünyanın gözünün üzerimizde olduğu görülecektir. Logosu tek dünyayı ifade eden bir düzenlemeyi bizim gibi, komşuları ile bile kavga içinde olan bir ülkeye vermezler.
“İstanbul 2020”, yani 2020 yılında olimpiyatların İstanbul’da yapılacağı hevesinin, umudunun simgesi, ama olmadı. Daha önce de 2000, 2004, 2008 ve 2012 Yaz Olimpiyatları’na ev sahipliği yapmak üzere aday olan Türkiye, “İstanbul 2020” ile beşinci kez aday oldu. Türkiye heyeti Buenos Aires'te “müthiş bir sunum” sergilemiş! Buna karşın, her an deprem, tsunami ve nükleer sızıntı tehlikesi altında olan Tokyo (Japonya) 2020 Olimpiyatları’nı üçüncü kez düzenleme yetkisini alan ülke oldu.
* * *
Peki, İstanbul (Türkiye) neden mi 2020 Olimpiyatları’na ev sahipliği yapma yetkisini alamadı? Bize göre öncelikle şunun için; insan hakları ve özgürlükler konusunda Türkiye 154., 2020 Olimpiyatları’nı yapma yetkisi verilen Japonya ise 4. sırada da ondan. Ama kabahat kürk olsa kimse üstüne almaz; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve avanesi ise hiç almaz. Çünkü onlar, insan hakları ve özgürlükler konularında yaptıklarını, kurdukları polis devleti ile yeterli olarak görüyor ve Sünniliği de sağlama aldıklarını düşünüyorlar; bu “başarı” da onlara yetiyor! Kurnazlıkta onların eline kimse su dökemez; örneğin, cemevini ibadet yeri olarak kabul etmeseler de, Ankara’da cami ile giremedikleri Tuzluçayır’da ya da başka yerlerde cami-cemevi kompleksi yapmaya kalkarak, “Alevi girişimini” başarıya ulaştıracak, Alevileri “ehlileştireceklerini, kazanacaklarını” umut ediyorlar.
Başta bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal ve kadrosu olmak üzere, eski politikacılarımız dini siyasete alet etmemek için çabalarken, bunlar mezhep üzerinden bile politika yapmakta sakınca görmüyorlar... Bu yaz ortalarında memleketim olan Trabzon’daydım, orada Ayasofya (Müzesi) Kilisesi’ni camiye çevirince başlarının göğe değdiğini gördüm!.. Kuşkusuz hiç kimsenin dinine, inancına müdahale etme hakkını kendimizde görmeyiz, devletin de bu tür müdahalelerini hiç hoş karşılamayız.
Şimdi, onların değerlendirmesi ile Alevilerden çok daha güçlü olan Yahudi lobisi ülkede bir cemevi-havra kompleksi kurmaya kalkarsa ne yaparlar acaba? ‘Bu ülkede vergisini veren herkesin istediği türde ibadethane yapma özgürlüğü vardır’ mı derler; yoksa Alevilerden, Yahudilerden ve başka azınlıklardan aldıkları vergileri Sünnilere peşkeş çekip oy toplaya mı kalkarlar?... Ama onlar bu tür kurnazlıklarla zaman öldürürken, dikkat edilsin, Tokyo Olimpiyatlara ev sahipliği yapmaya iki kez daha hak kazanmış; İkinci Dünya Savaşı nedeniyle ilkini yapamamıştı. Japonya, 1964 yılında ise Yaz Olimpiyatları’nı düzenleyen ilk Asya ülkesi olmuştu. Şimdi de üçüncü kez aldığı bu yetkiyle, 2020 Yaz Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’na ikinci kez ev sahipliği yapacak.
* * *
Anlaşılan, bizimkiler alemi aptal kendilerini akıllı sanıyorlar? Bu arada, dikkat edilirse, dünyanın gözünün üzerimizde olduğu görülecektir. Logosu tek dünyayı ifade eden bir düzenlemeyi bizim gibi, komşuları ile bile kavga içinde olan bir ülkeye vermezler. Yaptığımız yanlışlar nedeniyle bu ülke giderek dünyanın gözünden düşüyor… Deprem ülkesi Japonya 2020 Olimpiyatları’nı yapmaya üçüncü kez hak kazanırken, biz, ABD’nin Ortadoğu ileri karakolu olarak, dünyada deprem yaratma peşinde koşuyoruz!..
'”Yarını keşfet'” savsözü ile yola çıkan Tokyo, sürekli gelişen, dünyada küresel buluşları sürdüren, durmak bilmeyen yenilenmeyi bir araya getirmeyi taahhüt ederek 2020 Olimpiyatları’nı yapma yetkisini aldı.
Bizimkilerden biri kendini Brezilya’da sanır, öteki sadece finale kalan “İstanbul 2020 Olimpiyatları”nı aldık diye Başbakanını kandırmaya çalışır. Sonuçta siyasi şovları tutmayıp da çuvallayınca kınadan söz etmek onların en doğal hakları(!) olur. İşte bunu çok görmüyoruz kendilerine!..
Türkiye yeniden yeniden olimpiyatlara aday olmayı sürdürecek gibi görünüyor. Ama bu iş salt başvurmakla olmaz. Facebook arkadaşım Neşe Direniş’in dediği gibi, “Olimpiyatlara talip olmadan önce insana değer vermeyi öğren”mek gerekiyor.
Hüseyin Atabaş
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR