doğuda
kadınlara güneş doğmayan küçük bir kentte
toylu
epeyce soylu bir düğün
 
gördüm
ah dedim -ah
zurna dalına bastı gelinin
gelin körpecik iki yapraklı yonca
ah dedi tazecik
buz bağladı duvak
yol üstü lokantasında votkaya karıştı barut
aşçı yamağı ah demedi
karınca imiş adı
az karabiber az karanfil tozu bol kanla doldurdu bardakları
 
ah dedim
askıdan düştü imgeler
başka sözcük almadı şiirim
toplamadım döküntüleri
biliyorum dikiş tutmaz ölü derilerimiz
 
yıllar sonra aralayınca solmuş yaprakları
ah deyiverdim yine
ürperdi külü anıların
irkildi gözpınarımdaki suya inmiş karınca
görünce ne ördüğünü belleğin
bir ah da yerini bulmamış ahlar için çektim
 
ah dedim
duruldu göl
batık bir kent belirdi sokaklarıyla
suyun altında bir kız elek yamıyordu tel çekip saçından
baktım
acıyla ayna aynı yaşta
 
Şenol Gürel
Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)