Hemen önce biraz sonra / Ünsal Çankaya
Yıldızların yalnızlığında, ufkun ıssızlığında,
Dinleyip anıları özgün fısıltısında,
Anımsar mısın, düşlerimi, anlattığımı sana?
Ne çok konuşmuştuk, ölüm öncesi ölümden,
Aşk öncesi aşklardan, ayrılıklardan.
Ne el ele tutuştuk, ne söylendi sevgimiz,
Bir ukde kalmış mıydı o günden aklımızda,
Sormadım, sormadın, yüz yüze bakışınca.
Yağmurdan önce yağmuru konuşmuştuk,
Kavuşmalardan önce buluşmaları.
Yitirdiklerimizi konuşmuştuk acıyla,
Dökülen gözyaşımız kururken pınarında.
Sonra sonbaharları, yaprakların kızıllığını,
Bilinmezliği konuşmuştuk bilinçle, bilimle,
Dostluğun saran sıcaklığında.
Ölümle yaşam arasına sıkışan ruhlarımızla,
Sevişmeler bundandı, koşarcasına.
Yağmurdan sonra çıkan gökkuşağında,
Islanan topraktan yükselen o kokuyla.
Aklığında kartopunun, kışın uzunluğunda,
Sobanın alevinde, demli çay buğusunda,
Tutunmak yaşamın o titreten hazzına.
Yıldızların yalnızlığında, ufkun ıssızlığında,
Dinleyip anıları özgün fısıltısında...
Yaprakların damarlarına yürüyen özsularda,
Yorulmuş gibi yaşamanın hızıyla,
Vurulduk nedensiz, karıştık durgunlara.
Anımsar mısın, sevgili bile olmadan daha,
Birden bire ayrılmıştık, uzaklaşıp, dostlukla?
Ölümden az önceydi, kalımdan biraz sonra.
Ünsal Çankaya
Gercekedebiyat.com
YORUMLAR