Son Dakika



Sevgili Sıtkı

 

Geçtiğimiz aylarda 2021 yılı Oscar ödülleri dağıtıldı.

Hangi filmler Oscar aldı, bilen var mı?

Oscar alan bu filmleri izleyeniniz var mı?

Son yıllarda sizde iz bırakmış,

Çok beğendiğiniz bir film var mı?

Artık o güzel filmler

O güzel atlara bindi

ve gitti …

 

1994 yılı Oscar Ödül Töreni;

Birçok dalda aday olan

The Shawshank Redemption (Esaretin Bedeli)

ve Tarantino’nun Pulp Fiction filmleri aday oluyor.

Ancak ödülleri Forrest Gump topluyor.

Bu üç film arasında nasıl karar verebildiler, bilemiyorum.

Keşke hepsi aynı sene aday olmasaydı.

 

Hem senaryosuyla, hem çekimiyle, hem de oyunculuğuyla

Dört dörtlük bir film.

Bugüne kadar ki en özgün senaryolardan biri...

Bu kadar güzel bir senaryo, mükemmel oyunculuk, harika müzikler,

 

Vietnam Savaşı'ndan bir kahraman olarak dönen ve 

Beyaz Saray'da şeref madalyası alan

Ama en önemlisi de Dünyada en çok sevdiği kişi olan sevgilisinin

Kalbini kazanan zekâ yoksunu bir insanın filmi.

 

Bu filmi bu denli güzel yapan temel unsurlar hikâyesi ve senaryosudur. Zekâsı düşük bir adamın çocukluk aşkına duyduğu tutkulu aşkın hikayesidir fakat gücünü de bu amansız tutkudan almaktadır. Filmdeki birbirinden ilginç olaylar bu adamın sahip olduğu saflık, temiz kalplilik ve tutkular sayesinde gelişmiştir. Bu temiz kalpliliği Forrest'a yeni dostlar ve yeni ufuklar kazandırmış, birbirinden ilginç olayların gelişmesine olanak sağlayarak filmi renkli hale getirmiştir.

 

Zeka seviyesi diğer insanlara göre düşük olan

Hayata sihirli gözlüklerle bakan,

Saf ve temiz kalpli bir adamın aşk hayatını,

Doğaya olan bakışını, dostluğunu, güvenirliğini anlatan

"Run Forrest Run" repliği ile ünlenen

Tom Hanks’in muhteşem oyunculuğu …

 

Film;

İnanç, dürüstlük, aşk, mutluluk, başarı, annelik, dostluk,

Sadakat, mertlik, cesaret, sevgi, saygı, görev …

Ne ararsanız bulabileceğiniz bir film.

 

Neredeyse gelmiş, geçmiş en iyi şarkıları içerisinde barındıran

Hikayesi, kurgusu, hissiyatı zaten muazzam.

Tom Hanks'in oyunculuğu aşmış bir film. 

 

Sevgili Sıtkı,

 

Aslında çok da basit bir filmdir bu arada...

Derin değildir, anlatacağını çok basit bir şekilde anlatır

 

Küçük Forrest annesinin öğütleri ile okul otobüsüne biner.

Otobüsteki veletler, ayaklarındaki metalleri fark edince

Onu aşağılayıcı bir biçimde tepeden tırnağa süzerler.

Yöneldiği her boşluğa burası dolu diyerek onu dışlarlar.

Aynı nakarat yıllar sonra askerde servisteyken de tekrarlanır.

İnsanların geçen yıllar boyunca yalnızca ebat olarak

"Büyüdüklerinin" güzel bir anlatımıdır bu sahne.

 

Sadece bu değil

Filmi her seyrettiğinizde farklı bir şeyler keşfederseniz.

İnsanın içine yumruk gibi oturan sahnelerle dolu

"Erkek Ağlatan" kategorisinde sayılabilecek filmlerdendir.

 

Ama benim için en önemli sahne;

Çocuğunun olduğunu öğrendiği karedir.

İnanılmaz bir oyunculukla Forrest birkaç adım geri gider.

“O da benim gibi mi?” dediğinde içimiz burkulur.

Ancak çocuğun zeki olduğunu anladığında

Sadece Forrest değil, hepimiz rahatlarız.

 

Bir diğer sahnede Jenny'nin çocukluğunun geçtiği ev ile

Yıllar sonra karşılaştığı sahnedir,

Onun acılarını hep birlikte yaşarız, abartısız ağlatır...

 

25 seneden fazla oldu

En az 25 kez izlemişimdir.

Hala açılış, kapanıştaki tüyün uçuşu ve

Forrest'ın çocuğunu ilk gördüğü sahnede

Gözlerim dolar, ağlayamam serde erkeklik var.

 

Ama filmde en güzeli

Forrest ve Jenny’nin karşılaştıkları sahnelerdir.

Her seferinde insanın boğazı düğümlenir, içi acır.

 

Forrest, Washington'da konuşma yaparken

Jenny uzaklardan "Forreeeest!!" diye bağırır

Beyaz Saray’ın önünde havuzda birbirleri ile kucaklaşırlar

ve kalabalığın üzerinden bir tane beyaz kuş havalanır.

 

Ancak her izlediğimde

Nefes almadan seyrettiğim

Her seferinden büyük bir haz aldığım

Jenny’nin hasta yatağındaki sahne

 

Filmin bu sahnesindeki Tom Hanks’in huzur verici ses tonu,

Robert Remeckis’in yönetimindeki görüntüleri ile muhteşemdir.

 

- Söylesene Forrest, Vietnam'da korkar mıydın?

- Evet.. şey.. Bilmiyorum. Bazen yağmur bir süre diner ve yıldızlar çıkardı. Sonra hava güzelleşirdi. Pırıl pırıl olurdu. Tıpkı koyda günbatımının öncesi gibi olurdu. Suda milyonlarca ışık parlardı. Tıpkı dağdaki göl gibi. Hava çok açık olurdu. Sanki biri diğerinin üstüne binmiş iki gökyüzü var gibi görünürdü Jenny. Sonra çöldeyken güneş çıktığında cennet nerde bitiyor dünya nerde başlıyor anlayamazdın. Öyle güzeldi ki.. Öyle güzeldi ki ..

- Keşke ben de yanında olabilseydim ...

- Yanımdaydın …

 

Forrest’in “yanımdaydın” deyişi

İnsanın içini eritir.

 

Sevgili Sıtkı

 

Forrest Gump filmi

İnsanın kalbine dokunan müthiş bir filmdir.

Bir masumiyetin filmi ...

 

Sevginin ve saflığın daima kazanabileceğini gösteren

Harika bir hikaye, müthiş bir senaryo ...

Bazen insanın içine öküz oturmuş gibi hissettiren bir film

 

Ne zaman televizyonda rastlasam

İlk kez izlemişim gibi gelen,

Her seferinde başka bir ayrıntıyı fark ettiğim

Dolu, dolu bir film …

 

Bugün tekrar izledim.

Kaçıncı kere izlediğimi hatırlamıyorum,

Ama ne zaman televizyonda görsem takılıp kalıyorum

 

Bu filmi izlemeyen bir insanın,

Bir yanı hep eksik olarak kalacaktır.

İzlememiş olanların henüz sinemayla tanışmadığını

Düşünmemi sağlayan muhteşem bir film

 

Bittiğinde insanda bir burukluk bırakan,

İnsanı sebepsiz mutlu eden bi film..

İnsana insan olduğunu hatırlatan

O kadar içten, sıcak ve duygusal bir film. 

 

Bir tüyün havalanması ile başlayıp,

Yine tüyün uçması ile biter.

Tüy de tıpkı Forrest gibi rüzgarda savrulur.

İçten sevginin önemini anlatan,

Hiç bitmemesi istenen bir film.

Keşke gerçek hayatta da

Böyle masallar olsa dersin izlerken.

 

Hayatı boyunca tek kişiyi

Böylesine büyük bir tutkuyla sevmek

Yanında, uzakta ya da hayalinde

Sadece onunla yaşamak ….

 

Nadir Avşaroğlu
Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)

REKLAM

ÜCRETSİZ ABONE OL

REKLAM