Son Dakika



CNNTÜRK'de yazar Enver Aysever'in Aykırı Sorular programına konuk olan besteci/yazar Fazıl Say hükümeti topa tuttu. zaman zaman Enver Aysever'i sorduğu karşı sorularla zor durumda bırakan Fazıl Say bilmece gibi konuştu ve Türkiye'nin bir oyuna getirildiğini ima etti; açlık grevlerini de bu oyunun bir parçası olarak niteledi.
 
Konuşmayı, yetiştiğimiz yerden, gerçekedebiyat.com okurları için not ettik:
 
***
 
Enver Aysever: Korkuyor musun?
 
Fazıl Say: Neden korkacağım? AKP'den mi? Peki sen korkuyor musun?
 
Enver Aysever: Soruları ben soruyorum ama... Zaman zaman korkuyorum...
 
Fazıl Say: Bir insanın Allaha inanıp inanmamasını hükümet mi tayin edecek? Dünya gülüyor ya... Bir tweet'i matrak buldum... Hayyam'ın bir şiirinden bir parça... O an hoşuma gitti retweet ettim. Karşı çıkan mesajları da retweet ettim karşı görüşe saygı duyarak... Ama o bana saygı duymuyor... Dünya nüfusunun çoğunluğu aslında deist... Deistler bu evrenin bir yaratıcısı olduğuna inanıyorlar... Daha az sayıda dinlere inananlar var... Daha az dinlerin emirleriyle yaşayanlar var... Darwin'den sonra kutsal kitaplar zorda kaldı. Big-bang'den söz ediyor mu kutsal kitaplar?Darvin'in kitaplarından söz ediyor mu?
 
Enver Aysever: Öyle mi?
 
Fazıl Say: Ben Alaha inanyorum o inanmıyor o zaman o yatar, yatmalı içerde... Böyle olur mu? Suçlu olsam kendim giderim mapusa. O sırada internette önüme geldiği ve retweet ettiğim için... Etmesin beni takip... O kadar... İlginci bakanların araya girmesi işi büyütmesi... Bir sanatçısını korumuyor herif... Egemen Bağış halk karar verir filan bir şeyler söylüyor... Kültür Bakanı da öyle...  Halk dediği üç beş kişi... İt kopuk aslında.. Yönlendirilmişlik var... Dünyanın her yerinde konserim var. Ben o gün Viyana'da konsere çıkacaksam sabah twitterde dörtyüz tane küfür dinleyemem. Etkiliyor insanı... 
 
Enver Aysever: Frankfurt'da yaşayabilir misiniz gerçekten?
 
Fazıl Say: Ben Frankfurt'da, Viyana'da yaşayabilirim...  Uçağa atlarsın anında orada. Tokyo'ya gitmekle yan apartmana ulaşmak aynı.  Ben burada duruyorum. Yurtsever olduğum için duruyorum. Bu kanalda yine abartılmıştı arabeski eleştirdim diye...
 
Enver Aysever: Cüneyt Özdemir'le...  
 
Fazıl Say: Arabesk denen iğrençliği sevmemek vatanperverliktir. Kötü ritm, kötü armoniden söz ediyoruz. Ben bilimsel olarak söz ediyorum. Ben müzisyenim.
 
Enver Aysever: Kim eleştiriyor...
 
Fazıl Say: Hiçbiri müziği bilmiyor... Müzisyen olmayanlar söylüyor. Ben vatansever olduğum için gerçeği savunuyorum... Var mı diyeceğin...
 
Enver Aysever: Türkiye'den gidecekken daha kalıcı oldun bu gidişle...
 
Fazıl Say: Evet buradayım. Anadolu turnesini uzun zamandır ihmal ettim. Başlıyorum. 25 Kasım Bursa'dayım, 1 Aralık İzmit, 3 Aralık Trabzon, ilk kez gideceğim Trabzon'a... Mersin, Adana, Antep, Aydın, Manisa, Muğla, Konya ve Kayseri sırada peşpeşe...
 
Enver Aysever: Çok politik mesajar veriyosun...
 
Fazıl Say: Hayır, tam aksine, çok sosyal mesaj veriyorum. Kızım okula gidiyor ve gidiyor bakıyor imam hatip lisesi olmuş. Matematiğe kimyaya Arapça karışıyor... Resim, müzik gitmiş filan..
 
Enver Aysever: Cumhuriyete ilgili kaygıların mı var?
 
Fazıl Say: Senin yok mu? Bize sormadılar ki bu dersleri koyuyoruz diye. Referandum yapmaları gerekmez miydi?
 
Enver Aysever: % 50 var arkalarında?
 
Fazıl Say: Diğer % 50'yi ne yapacaksın?
 
Enver Aysever: Köy Enstitüleri vardı...
 
Fazıl Say: Bakın, geçmişi değil geleceği konuşalım. Atatürk'le 10 Kasımlarla değil... Kendi hayatımız ve geleceğimiz olmalı eksende... Gerçekçi olmalısınız. Önümüzde karanlıklar görüyorum, gelecekle ilgili birey olarak ne düşünüyorum, bu önemli... Atatürkü çok severim ama mesele bu değil kendimizin ne olacağı mesele... Bir oyunun içinde Türkiye... 
 
Enver Aysever: Siyasal anlamda mı?
 
Fazıl Say: Türkiye'nin tamamı. Hangi oyunun içindeyiz? Barış istemek ile ölüm istemek arasında bir sınır yoktur. Suriyeyle 50 metre filan var, oysa barış ve savaşın arasında bir milimetre var...Bu kadar oyuna insanların gelmemesini sağlamak lazım...
 
Enver Aysever: Açlık grevlerine ne diyeceksiniz?
 
Fazıl Say: Bakın, açlık grevleri de bu rezilliğin, kullanılmanın içinde bir şey... Başbakan da içinde bu kullanılmışlığın... 
 
Enver Aysever: Kendi davan ne durumda?
 
Fazıl Say: Uzun süre iki yıl konuşmadım. İki yıldır konuşmuyorum ama beste yapıyorum... Konser veriyorum. New York Times filan, hepsini reddettim, seni sevdiğim için geldim. AKP 75 milyon bile oy almış olabilir. Bak söylüyorum, ben de 350 milyonluk AB'nin elçisiyim... Atsınlar bakayım hapse, beni hapse atmaları zor...
 
Burda oyunlar dönüyor. Bu oyunların döndüğünü dünyayı karşılarına aldıklarında gördüler. Ama senin CNN ekibinde tartıştığın gazteciler Egemen Bağış filan... Sen bile sandalye fırlatıyordun.. Beni savundun.. Şairane bir savunmaydı...  O programda az müzik vardı ya... Beni savunmayan, etiketleyen bir anlayış var...   Benim eserim ile ilgili bir küçük yanlış olunca beş kez facebookta düzeltiyorum ya.. Eserlerim benim çocuklarım...
 
Enver Aysever: Dede Efendi, Itri için filan ne düşünüyorsun?
 
Fazıl Say: Onlar tek sesli müzik. Ama Nevakarı Bach bulurum biraz. İyi bir tek sesli müzik kötü bir çoksesli müzikten iyidir. Önemli olan iyi olmasıdır.
 
Enver Aysever: Programın sonuna geldik...
 
Fazıl Say: Bu program kısa. Sen patronuna söyle...
 
Enver Aysever: Haftaya gel yine... Tokyo'ya gitmiyorsan...
 
Fazıl Say: İstersem yarın sabah giderim, kime ne, ama yarın Antalyaya gidiyorum. Ekran tatsız bir şey... Ekran ne ki ya... 
 
 
Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)

REKLAM

ÜCRETSİZ ABONE OL

REKLAM