Diyarbakır yerli ve yabancı turistlerin gözdesi oluyor
Kültür ve Turizm Bakanlığı, iç turizmde destinasyon çeşitliliğini artırmayı hedefleyen şehir tanıtımları çerçevesinde çalışmalarına devam ediyor. Bu kapsamda, Anadolu Ajansı muhabirleri Diyarbakır'ın turistik alanlarını fotoğraflayarak öne çıkardı.
Diyarbakır, tarihi ve doğal güzellikleriyle yerli ve yabancı turistlerin yeni gözde destinasyonlarından biri haline geliyor. Kral Yolu Rotası'ndan Zerzevan Kalesi'ne uzanan bu bölge, ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunuyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Diyarbakır Surları, yaklaşık 5,5 kilometre uzunluğuyla şehri çevreleyen en önemli tarihi yapıların başında geliyor. Keçi Burcu ise surların dikkat çeken bir parçası olarak hem muhteşem manzarası hem de düzenlenen etkinliklerle ön plana çıkıyor. İç Kale, şehrin en eski yerleşim alanlarından biri olarak mimarisi ve müzeleriyle ziyaretçilerini bekliyor. On kemeriyle Dicle Nehri üzerinde yükselen On Gözlü Köprü 1065 yılında inşa edilmiş olup, Diyarbakır’ın simgelerinden biri olarak biliniyor. Tarihi Mar Toma Kilisesi'nin camiye çevrilmesiyle Anadolu’nun en eski camilerinden biri haline gelen Diyarbakır Ulu Camii, İslam dünyasında beşinci Harem-i Şerif olarak kabul ediliyor. Şeyh Matar Camisi'ne ait Dört Ayaklı Minare ise zarif mimarisiyle turistlerin ilgisini çeken diğer yapılar arasında yer alıyor. Tarihi Asurlular dönemine kadar uzanan ve yaklaşık 3 bin yıllık geçmişe sahip Eğil Kalesi, Dicle Nehri üzerinde eşsiz bir konumda bulunuyor. Kayalara oyulmuş tünelleri, sarnıçları ve mezar odalarıyla dikkat çeken kale, baraj gölü ile birleşerek benzersiz bir doğa manzarası oluşturuyor. Neolitik dönemin önemli yerleşimlerinden biri olan Çayönü Höyüğü ise tarım ve hayvancılığa geçişin ilk izlerini, yerleşik köy düzeninin temel taşlarını ve erken ev mimarilerini gözler önüne seriyor. Dünyanın ilk metal işçiliğine dair buluntuları içeren bu alan, arkeoloji ve insanlık tarihi açısından büyük öneme sahip. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Müzecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Sarıaltın, bu höyükte gerçekleştirilen kazılara ilişkin bilgi verirken bölgenin dünya arkeolojisinin kilometre taşlarından biri olduğunu vurguladı. Sarıaltın'ın belirttiği üzere 1964 yılından itibaren kazılar yürütülen Çayönü Höyüğü’nde bugüne dek toplam yüzde 15-17’lik bir alanın kazıldığı ve önümüzdeki yıllarda daha geniş bir keşif hedeflendiği ifade edildi. Roma döneminden kalma Zerzevan Kalesi ise Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde yer alıyor ve içindeki Mithras Tapınağı ile dikkatleri üzerine çekiyor. Roma gizem dini Mithraizm’e ait nadir örneklerden biri olan bu tapınak, binlerce yıllık geçmişiyle büyük ilgi görüyor. Zerzevan Kalesi Kazı Başkanı Prof. Dr. Aytaç Coşkun, kalenin Roma döneminde güçlü bir askeri garnizon olarak yeniden yapılandırıldığını ve Mithras Kutsal Alanı'nın kültürel değerinin altını çizdi. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan Zerzevan Kalesi ve tapınağın yakın zamanda asıl listeye girmesi için çalışmalar yürütülüyor. Diyarbakır’da ayrıca Karacadağ Kalkınma Ajansı ve yerel turizm paydaşlarının işbirliğiyle "Kral Yolu Yürüyüş Rotaları Projesi" hayata geçirildi. Bu projeyle Mezopotamya’nın kadim topraklarında geçmişin izlerini taşıyan Kral Yolu’nun Diyarbakır’daki güzergahı gün yüzüne çıkarılıyor ve doğa yürüyüşü rotaları ile turizme kazandırılması amaçlanıyor. MÖ 7. yüzyılda Lidya Kralı Gyges tarafından inşa edilen ve Efes'ten Ninova'ya kadar uzanan yaklaşık 2 bin 500 kilometrelik Kral Yolu, tarihte ticaret, göç, ibadet, keşif ve savaş gibi pek çok farklı amaçla kullanılmıştır. Diyarbakır Kral Yolu Rotası Oluşturma Projesi Yöneticisi Asuman Ataç, bu yolun Çüngüş, Çermik, Ergani, Eğil, Diyarbakır merkezi ve Çınar ilçelerinden geçtiğini belirterek şu açıklamalarda bulundu: "Kral Yolu, üç kıtanın kesişim noktasında yer alıyor. Bugün Türkiye sınırları içerisinde Manisa Sardes’ten başlayıp İran’da Persepolis’e kadar uzanan bu yolun yaklaşık 2 bin 700 kilometre uzunluğunda olduğunu biliyoruz. Bu yol ticaret, iletişim, kültürel aktarım ve tarım açısından önemli bir işlev görerek tarih boyunca yaşamın özünü bir noktadan diğerine taşıma aracı oldu. Asurlular zamanında ticari, iletişim ve askeri lojistik amaçlarla kullanılan Kral Yolu, farklı medeniyetler tarafından da benimsenerek günümüze kadar ulaştı. Trekking rotamızın üzerinde bu tarihi yolun pek çok izini gözlemleyebiliyoruz." Diyarbakır’ın çok kültürlü yapısını gözler önüne seren Cemil Paşa Konağı ise Kent Müzesi olarak hizmet vermektedir. Müze, şehrin mimari geçmişini, sosyal yaşantısını, zanaatlarını ve geleneklerini yansıtarak ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Sur ilçesinde yer alan tarihi hanlar da şehre gelen ziyaretçiler için görülmeye değer yerler arasında bulunuyor. Hasan Paşa Hanı ve Sülüklü Han gibi yapılar, kafe ve restoranlarıyla hem Diyarbakır halkına hem de turistlere hizmet sunarak bölgenin kültürel dokusunu yaşatıyor. Gercekedebiyat.com
YORUMLAR