Son Dakika



Kök kalır. Yanmış haç yaprak fırlatır.

Geniş gökyüzü. Geniş yürek. Hiçbir şey eksik değil.

Yeniden hazırlamalıyız bayrağımızı,

çünkü şenliklerimiz daha bitmedi, kardeşlerim -

en iyi şenliklerimiz yarınların şenlikleridir

ve en iyi bayrak kanımızla boyanmış olandır.


Haydi öyleyse, yüreğini her şeye karşı hazır tut.

Bu yolda kaçak yok.

Bu yolda ölen yok.


Bu yaşamda her birimizin belli bir yeri var

numaralı, numaralı evet

büyük, uzaklardan seçilen kırmızı bir numara

yük vagonları gibi bir trenin.

Ve bir gün gidince bizler adımıza tutulacak yerlerimiz

sürdürecek işini tarihin içinde

kömür ve buğday ve meyve taşıyarak

taş ve demir taşıyarak kentler kurmak için

yüce şarkılarını taşıyarak gençliğe zafer borularının.

Bu yolda ölen yok.


Hey ülkem, yolların, güneşin sert derisi altında

emekçilerin kollarındaki damarlar gibi şişiyor.

Hala susarak yürümekte insanlar

çiğneyerek kuşkuyu, öfkeyi, sıkıntıyı,

ama apaçık görüyorum, toprağın hamuru kaldırıyor onları

derinden, derinden ve uyumla

uyumuş işçinin göğsünde

muskanın sicimi nasıl kalkıyorsa.


Boyun eğmeyen ülke, boyun eğmeyen.

Kanayan kan çoktur topraklarında.

Sessizliğin altında uykusuz ölüler çok.

Hey, tarihin solumasıyla camları buğulanan ülke,

yoksul analar camlarını siliyor avuçlarıyla

güneşin caddesini tırmanan çiçek açmış ağaçların geçidini görmek için

bir küçük kızı, kendi küçük kızlarını -boynunda

yeni ütülenmiş bir ışıktan yaka-

görmek için, seyrederken o geleceği, barışla kol kola.


Susmanın ve dinamitin ülkesi, koltuğunun altında

küçük bir çıkını mutluluğun, apaçık görüyorum gözlerinin içinde:


Bu yolda ölen yok.

Hiçbir ölün ölmedi.


Çev: Özdemir İnce

(28.5.2012)

 

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)

REKLAM

ÜCRETSİZ ABONE OL

REKLAM