Sophie Scholl için (1921-1943)

 

güneşi gözlerinden akıt yüzüne

değmesin sözlerin acı beton demire

bu bilinmez dünyanın ahı bi senin mi

bir insan mı kaldık bu nefes sesi ne

ilk  taşını kim koydu bu pencerenin

coşkusu yüreğinin, en yüce şeysin sen

daha az önce sarıldım anneme

 

kalbinin sırrını aç, davran

güçsüz de kalınır

bensiz de olunur

bunca insan niye gitti ey!

 

korkuyu aşan cesaretini tanımadın mı?

rahatın batar bütün ömrüne bilmez misin

bir kedinin bile karnı açsa bu evrende

 

II

 

beş gün bir bildiri

 

İnsanlar katılaşacak

Sen daha dur

Hem de öyle kaskatı değil

Nemli, çiğnenmiş ve acı tadıyla kalacak insanlar

 

Solmuş bir kağıt parçasından daha kokuşuk

Hani öyle kalmış, eskimiş gibi de değil, yüz karası

 

Scholl’ün dokuz bin bildirisi de yetmeyecek

Tıkışacak ve ezilecek bir gün kararını hoyratlığa verenler

Daha da yer kalmayacak itlikten, marazlıktan

Bozuk kanda damar mı kalır? Çürür.

 

Kaskatı kalanları yazacak tarih; işte insan

Oysa dokunulmaz. Daha gençken boynu bükülmüş fidanlar.

 

Güneş, o aydın insanların hürmetine vardı.

Şimdi ne güneş kalacak, ne dem, ne perde

Dalgası bile düz olacak yolsuzluğun

Dümeni kırık, batık, bulanık

Toz toprak zihinlerin çoğu dilsiz

Ne dediği de anlaşılmıyor üstelik

 

‘Benim olduğum yerde sen olacaksın yarın’, der aydın insan.

‘Senin olduğun yerde ancak bir beyaz gül olur’, der yazar kişi.

 

Cevşen Mercan

Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)