Assos Behramkale ve Athena Tapınağı gezi notları / Zuhal Küçüközmen
Siz şimdi, “Kimsin sen?” diyeceksiniz. Zuhal ben. Kendi hâlinde bir gezgin. Bir gün yine böyle boş beleş gezilerimden eve dönüşümde fark ettim ki aslında pek de boş beleş gezmiyormuşum. Çektiğim fotoğraflara bakarken bir anda dedim ki, “Noluyo lan!” valla spontane döküldü bu cümle dudaklarımdan. Hangi fotoğrafa baksam bir mitolojik tanrı kafasının önündeyim. Kim bunlar, benim ne işim olur bu tanrılarla, diye kendi kendime sorgulayarak incelemeye devam ettim fotoğrafları.
Evet, anlaşılacağı üzere mitolojik ve antik mekânlara düştü yolum hep. 2019’u yolcu etmeden son durağımsa Assos oldu. Assos antik liman görülmeye değer muhteşem bir yer, gidenler bilir. Gitmeyenlere de ben tavsiye ediyorum. Denizde dalgaların dansı eşliğinde limanda kahve keyfi son derece romantikti bizim için (me and my date), gözgöze dizdize, mutlaka yapmalısınız. Hatta Ümit Besen'in "ayağı kırık o tahta masa " şarkısına klip çekilecek bir yer. Bana göre tabi ki. Gittiğiniz zaman siz de kendi şarkınızı söylersiniz. Ben ilhamı bu satırlarımın içine bırakayım da...
Ve cebinden sigarasını çıkarıp bize ikram etti. Köyü daha da sevimli hâle getirdi yani. Ne olmuş bizi dinlemişse, bak paylaşımcı bir amca çıktı, diye geçirdim içimden. Amca günü gülümsetip ortamı daha da sevdirdi bize. Ben ayakta içiyordum çayımı. Kaç yaşında olduğunu bilmediğim hiç yıpranmamış bir sütuna dokunmadan yanına yerleştirdikleri tahta masalardan oluşuyordu çay bahçesi. İlk olarak o sütunun önünde fotoğraf çektim. Yıllar sonra torunlarım ayak izime bakarken bana teşekkür etsinler fotoğrafını çektim yani. Ayrılmadan amcaya 100 puan verip Kale’ye tırmanmak üzere çıktık kahveden, ha bu arada arabamızı da amcaya emanet ettik çünkü "Gidin siz, ben bakarım " dediydi. Müze girişine yaklaşırken bir yakışıklımla göz göze geldim. Sanki bensiz gidemezsiniz der gibi bakıyordu. Fotoğraf çekimine onunla devam ettik. Yakışıklı olduğu kadar utangaçtı aynı zamanda. Biz turnikeden geçerken bizim önümüze geçti ve hiç yanımdan ayrılmadı. Hatta date’imi istemiyordu. Bunu ikimiz de fark ettik. Kale muhteşem, “Yıkılmadım ayaktayım!” der gibi karşıladı bizi.
Yanımdaki kıskanç yakışıklıya Athena Tapınağı’na çıkarken Athena adını verdim ama hiç de Athena gibi değildi. Kıskanç oluşu aklımı zorlamamı sağladı. O Zeus’tu, Athena bendim. Ve tapınağı baba kız olarak gezdik. Evet, bu benim buraya ilk gelişimdi. Ama Tapınak 6. yüzyıldan beri oradaydı. Bunu anlatmak, daha doğrusu o anları anlatmak çok kolay değil. Demek ki neymiş? Onca mitolojik tanrılarla çektiğim selfieler hiç de boşuna değilmiş. Son söz, hayat hikâyenize güzellik katmak istiyorsanız yolunuzu buraya mutlaka düşürün. Mutluluk ve mutlu düşünce aklınızda her an emrimize amade. Zuhal Küçüközmen GERCEKEDEBİYAT.COM
Antik limanı gerimizde bırakıp Behramkale köyüne devam ettik. Kaleye çıkmadan küçük bir köy kahvesine oturduk, çay ve sigara molası verdik. İki kişiydik bir tane sigaramız vardı. Yarı yarıya içeriz diye konuşurken date’im ben alır gelirim diyerek bakkal aramaya gidiyordu ki yan masadan bizi hem dinleyen hem izleyen sevimli amca bana doğru dönerek "Söyle kocana boşuna gitmesin, bir tane bakkal var sigara satan o da bugün kapalı," dedi.
Çanakkale iline yaklaşık 87 kilometre uzaklıkta olan Assos Behramkale'nin tarihinin MÖ 2000 yılına dayandığı söyleniyor.
YORUMLAR