Son Dakika



Türkiye’de son yıllarda gittikçe artan bir Stefan Zweig tutkusu var. Acaba bunun hangi nedenleri var? Bu sorunun yanıtı çok kolay: Zweig'ın anlatımı Türk okurunun doğasına yatkınlık gösteriyor. O bizden bir yazar gibi okunuyor. Yaşama ve insana olan iyimserliği hemen hemen her yapıtında görülüyor.

Zweig hiçbir zaman ümitsiz değildir. Bence o yapıtlarını okuyanı yüreklendiren, ona yaşama sevinci veren bir umut yazarıdır. Zweig barışın ve iyiliğin hep üstün geleceğini düşünmüş, umut etmiş ve yaşamının son dakikasına kadar da bu amaçla yazmıştır.

Stefan Zweig yapıtlarının 2013’de telif hakları sona erince yanılmıyorsam Türkiye’de yüzün üzerinde çevirisi çıktı.

Tabii Zweig bu kadar yazmadı, ancak adı sanı duyulmamış Türk yayıncılar bir kitabını yirmi kez yirmi değişik çevirtmene çevirtmekten kaçınmadılar. Böylesine bir 'buluş' dünyada hiçbir ülkede yaşanmadı!

Yayın programına aldığı 25 Zweig yapıtını 15 çevirmene çevirten büyük yayınevleri de var. Bunu niçin yaptıklarını anlamak mümkün değil!

Çevirmenlik ömür boyu sürdürülmesi gereken bir uğraştır. Ülkemizin nitelikli yayınevleri batının nitelikli edebiyatçılarını, özellikle 20. yüzyıl yazarlarını ülkemize taşımak zorundadır! Batı kültürünün kapılarını Türk okuruna sonuna kadar açmak nitelikli yayıncıların sürekli yapması gereken çok önemli bir görevdir.

İnsanlar aydın olmak için çok kültürlü yetişmelidir. Hele içinde yaşadığımız 21. yüzyılda aydınlar toplumlara her zamankinden daha çok gerekli! Değişik kültürler arasında 'köprü' oldukları bilinen nitelikli çevirmenlerin önemli rolü de bu aşamada kesinlikle göz ardı edilemez!

Ahmet Arpad
Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)

REKLAM

ÜCRETSİZ ABONE OL

REKLAM