Toprağımızı kirleten, suyumuzu zehirleyen ve havamızı mahveden her türlü felakete karşı tüm insanların ortak mücadelesini örgütleyendir sanat. Yaşamı her dizesiyle yeniden ve yeniden üretendir şiir. Müzik gönül telimizin tınısını diriltendir.

Peki savaş nedir? Bombalar, kimyasallar, mermiler canlarımızı alırken, doğamızı tahrip ederken, komşu ülkeler, halklar arasına düşmanlık tohumları ekerken ve bütün bunlardan “para kazanmak”tan başka bir şey düşünmeyen Dünya’nın patronu olmak isteyen bir avuç kan emici nemalanırken, bunun adı nasıl “demokrasi” olabilir? “Size demokrasi getiriyoruz!” diye yola çıkan Amerikan uçaklarının, tank ve toplarının dokuz yıl içinde Irak’ta 1,5 milyonu aşkın insanın ölümüne, müzelerin yağmalanmasına, petrollerinin emperyalist ülkelerce talan edilmesine neden olduğunu görmedik mi? Aynı biçimde Libya’nın petrollerini istedikleri gibi yağmalamak için Fransız, Amerikan ve İngilizler tarafından daha dün Libya’da işgalin gerçekleştirildiğini bilmiyor muyuz? Sömürge politikalarını sağlamlaştırmak için bugün Libya’yı parçalamak üzere kolları sıvadıklarına, halkı aşiretler düzeyinde bölüp birbirine düşman kıldıklarına tanık olmuyor muyuz? Her şey kör parmağım gözüne dercesine apaçık ortadayken, benzer oyunun şimdi de komşumuz Suriye üzerinde oynandığını fark etmiyor muyuz?

Evet, biz sanatçılar ve aydınlar, kendi ülkemizin bağımsızlığını ve halkımızın özgürlüğünü ne kadar çok önemsiyorsak, aynı biçimde komşularımız başta olmak üzere Dünya’daki tüm halkların da kendi geleceklerini kendilerinin bağımsızca belirlemelerini, barış içinde yaşamalarını benimsiyoruz. Kültür komşuluğumuz kadar, bölgemizin geleceğinin barış ve güven ortamıyla belirlenmesinde ortak değerlerimizin bulunduğu Suriye’ye, her türlü dış müdahalenin yapılmasına ve savaş kışkırtıcılığına cepheden karşıyız. Suriye halkı, toplumsal ve kültürel sorunlarını kendisi çözecek kadar deneyim biriktirmiş olup biz Türkiyeli sanatçılar olarak, onların sorunlarının iç dinamiklerin çalışmasıyla çözülmesinden yana olduğumuzu açıkça ilan ederiz. Bu çerçevede Hatay’ımızın topraklarının, Suriye halkının iç savaşa sürüklenmesine, kamu değerlerinin yok edilmesine yol açacak biçimde kullanılmasına da cepheden karşıyız. İnsani yardımlar dışında, topraklarımızın üs olarak kullanılmasına vesile olanları, ülkelerimiz ve halklarımız arasında düşmanlık tohumları ektikleri için, tarihin affetmeyeceğini vurgulamak istiyoruz.

Bizler Hataylı aydınlar ve sanatçılar olarak, ülkemizde düzenlenen Çukurova Sanat Festivali’ne 6 yıldır Arap ülkelerinden aramıza katılan sanatçılarla “barış kültürü”nü geliştirmek için çaba sarf ediyoruz. Biz sanatçıların bu kaynaşması, ülkelerimizin yöneticilerine örnek olmalıdır. Özellikle, “uygarlıklar beşiği” ve “barış kenti” olarak bilinen Antakya’dan yükselttiğimiz “Savaş yıkımdır, barış kardeşlik salkımıdır!” şiarımızın, tüm savaş çığırtkanlarına galip gelmesini diliyoruz.  09.04.2012

Adı ve Soyadı                       

Mehmet Aksoy / Heykeltıraş

Murat Altınöz / Gazeteci-Şair

Semir Arslanyürek / Sinemacı

Musa Artar / Eğitimci-Yazar

Arif Berberoğlu / Çevirmen-Şair

Ali Büyükleyla / Sanatçı

Bedran Cebiroğlu / Şair

Faiz Cebiroğlu /  Eğitimci-Şair

Gülsüm Cengiz / Yazar

Sadullah Çağlar / Yazar

Kemal Düz / Yazar

Burhan Günel / Yazar

Ümit Yaşar Işıkhan / Sanatçı

Müslüm Kabadayı /  Eğitimci-Yazar

Mehmet Karasu /  Eğitimci-Yazar

Ayla Kutlu / Yazar

Ayten Mutlu / Şair

Ali Nafile / Eğitimci-Ozan

Nebih Nafile / Eğitimci-Ozan

Mehmet Oflazoğlu / Fotoğraf Sanatçısı

Adil Okay / Şair-Yazar

Arif Okay / Araştırmacı-Yazar

Yusuf Recepoğlu / Tiyatrocu

Mesrur Sabahoğlu / Şair

Mustafa Söylemez / Ressam-Şair

Orhan Tüleylioğlu / Şair-Yazar     

Sabahattin Yalkın / Şair

Halil Yılmaz / Eğitimci-Şair

Ferhat Zidani / Şair-Yazar

İsmail Zubari / Araştırmacı-Gazeteci

(Not: İmzacıların listesi, soyadına göre alfabetik sırayla yazılmıştır.)

Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)