Gerçek Edebiyat

Tarihte birçok isim, birçok isme yakıştırılmış, isimleri beraber yazılmıştır. Kimi Mihrimah Sultan ile Mimar Sinan’ı kimi de Baltacı Mehmed Paşa ile Çariçe Katerina’yı yakıştırmıştır. Peki, bu dedikodular ne kadar gerçek? Baltacı ile Katerina arasında ilişki var mıydı? Yoksa Baltacı - Katerina ilişkisi ortalığı karıştırmak için atılan bir dedikodu muydu?

BALTACI MEHMET PAŞA KİMDİR?
 

Öncelikle Baltacı Mehmed Paşa’nın kim olduğunu söyleyelim. İlim meraklısı bir insandı. Sırf ilim irfan öğrenmek için Trablus, Tunus ve Cezayir'e kadar gitmiş bir insandı.  Önce kaptan-ı derya sonra sadrazam olmuştu. Prut Savaşı’nda da ordunun başında o vardı.

ÇARİÇE KATERİNA KİMDİR?

Bir de Çariçe Katerina’yı tanıyalım. O da o dönemin yükselen yıldızı Rusya’nın başındaki Deli Petro’nun eşiydi. Prut Savaşı’nın diğer tarafında da Çariçe Katerina vardı. Bütün dedikodu böyle başladı.

PRUT SAVAŞI NASIL ÇIKTI

Rus Çarı I. Petro, Poltova Muharebesi'nde İsveç Kralı Demirbaş Şarl'ı yenince, XII. Karl Osmanlılara sığındı. İsveç Kralı'nı kovalayan Rus birliklerinin Osmanlı topraklarına akınlar düzenlemesi ve Bender'de mülteci bulunan Karl'ın İstanbul'a yazdığı mektuplarla Rusya aleyhine yaptığı kışkırtmanın etkisi ile Sultan III. Ahmed 1710 yılında Rusya'ya karşı savaş ilan etti.

DELİ PETRO HEVESLENDİ AMA

Deli Petro aldığı galibiyetle kendine güvenini arttırdı. Yaptığı plan neticesinde Eflak, Boğdan’ın desteğini alıp, Osmanlıdaki Hıristiyanları isyana teşvik edip, Osmanlıyı da mağlup etmek istiyordu. Ama istemek her zaman başarmanın yarısı değildir. Plan istediği gibi gitmedi.

60 bin kişilik ordusunun karşısına Osmanlı Devleti 140 bin kişilik bir ordu çıkardı. Donanması da Karadeniz’e açıldı. Bir darbe de oradan yedi Deli Petro. Bütün Rus ordusu Tuna nehrinin kenarına sıkıştırıldı. Artık kaçacak hiçbir yer kalmamıştı.

ORDU SABIRSIZLANDI

Osmanlı ordusu o kadar iyi pozisyon ve morale sahipti ki istediğini yapabilirdi. Askerler saldırı için sabırsızlanıyor, Rusları yok etmek istiyordu. Sadrazam Baltacı Mehmed Paşa da taarruz emrini çıkartmak için uygun anı bekliyordu.

Deli Petro, Moskova’ya, sarayına bir mektup gönderdi. Katerina, gelen mektup sonrası harekete geçti ve Türk - İslam geleneklerini biliyordu. Hemen Baltacı Mehmed Paşa ile iletişime geçti.

AMAN DİLEDİ

Aman dilemek için Prut’a gelen Katerina bire bir temasa geçti Baltacı Mehmed Paşa ile. Ne olduysa bu andan sonra oldu. Rusya ile barış antlaşması imzalandı, Osmanlı istediğini aldı. Kırım Hanı ve İsveç Kralı saldırıp Rus ordusunun yok edilmesini istemiş, Baltacı Mehmed Paşa ise antlaşma imzalamıştı. Ancak bu antlaşmanın hükümlerini Ruslar tam olarak yerine getirmiyordu.

BALTACI - KATERİNA 

Bu olaylar neticesinde haliyle dedikodular da ayyuka çıktı. P aşanın rüşvet aldığı ve hatta Çariçe Katerina'nın kendisine sunulduğu ve bu yüzden barışı kabul ettiği söylentileri bile yayıldı. Baltacı Mehmed Paşa ise barış şartlarının Devlet-i Aliyye lehine olduğu ve bunun büyük bir zafer olarak addedilmesi gerektiğini söyleyerek kendini savunuyordu.

BALTACI MEHMET PAŞA'NIN BAŞINI YEDİLER

Dedikodular neticesinde III. Ahmed antlaşmadan memnun olmasına rağmen dedikodulara kulak tıkayamadı ve paşayı görevden alıp Midilli’ye sürdü.

BALTACI KATERİNA DEDİKODUSU GERÇEK Mİ?

Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı olayı şöyle açıklıyor;

“Rus ordusunun imha edilmemesinin sebeplerinden birisi, Rus ordusunun oldukça dayanıklı bir ordu olması bunda etkili. Ayrıca Osmanlı ordusu da her an isyana kalkışabilecek bir yapıya sahipti o dönemde. Yeniçeriler bozulmaya başlamıştı. Gelen heyetin içerisinde Katerina ve çeşitli hediyeler de vardı. Fakat rüşvet olayı ve Baltacı – Katerina ilişkisi tamamen dedikodudur. Paşanın rakipleri tarafından ortaya atılmış ve doğrulanamamıştır.”

Gerçekedebiyat.com