Son Dakika



Birçok kimse anılarımı yazmak için beni teşvik etti, çeşitli topluluklar bu amaçla bana başvurdu, hatta maddi karşılığını vermeyi önerdi. Meşrutiyet’ten önce ve sonra İttihat ve Terakki Fırkası’nın kurulması hakkındaki anılarımı, o zamanki iç ve dış siyasete ilişkin olayları siyasi bir hatıra defteri şeklinde değil, tarihi bir eleştiri halinde sonradan yazmayı düşünmüştüm. Ancak, yüzyıllardan beri süregelmiş sinsi bir siyasetin bugün Osmanlı Devleti’ne dilediği şekli vermek üzere ileri sürdüğü haksız suçlamalara cevap olarak yazmaya karar verdim. Bildiğim olay ve gerçekleri burada tam olarak sıralama, ya imkân yoktur. Fakat söyleyeceklerimin hepsi gerçek olaylardır.

Şark meselesi, gösterildiği gibi bir insanlık ve Hıristiyanlık meselesi değil; tersine, bir nefret ve çıkar sorunudur.

Türk devletinin içişlerine yapılan müdahaleler hep buna dayanmaktadır. Gerçekten de Türk devletinin, Türkler de içinde olmak üzere, bütün uyruklarına iyi davranılmasını sağlayan düzenli bir yönetim kurmayı başardığını öne sürmek bir cürettir. Fakat bu konudaki hatayı yalnız Türklere yüklemek de doğru değildir. Rusların Yahudilere, Müslümanlara ve hatta Çarlık rejiminin baskısına karşı gelen Hıristiyanlara yaptıkları vahşet her ne_ kadar insanlık hislerini ayağa kaldırıyorsa da, Avrupa’nın insanlıksever diplomatları bu konuda en küçük bir söz söyleme cesaretini gösteremediler. Rusya hakkındaki en ufak bir şikâyetin savaşa yol açacağını biliyorlardı; bunun için susmayı tercih ettiler. Özgürlüğün koruyucusu rolünü takınan, İnsan Hakları Bildirgesi’ni yayımlayan Fransa, vahşi ve baskıcı Çarlığa her türlü yardımda bulunmaktan utanmadı ve 1871 savaşından sonra, bu baskıcı devletle bir işbirliği antlaşması bile yaptı. Almanya’ya karşı güçlü bir Rusya kurulacaktı. Çarlığın baskısı sağlamlaştırıldı. Rusya’nın Türk yenileşme girişimlerine karşı çıkardığı engellere göz yumuldu. Türkiye’nin yeni düzenlemeler yapması hiçbir zaman istenmedi. Antlaşmalarda adı geçen yeni düzenlemeler, nitelik yönünden birer müdahaleden başka bir şey değildir. Bir devletin yönetiminde gelişme ve yenileşme, onun siyasi ve iktisadi bağımsızlığına bağlıdır.

TÜRKİYE’YE YAPILAN HAKSIZLIKLAR

Bir yandan Türkiye yeni düzenlemeler yapmaya zorlanırken, öte yandan da müdahale ve korumalarla siyasi, kapitülasyonlar yoluyla da iktisadi bağımsızlığını büsbütün ortadan kaldırabilmek için, Türkiye’ye bağımlı milletler ayaklanmaya teşvik ediliyordu.

Bir Türk şairine göre bu gibi yeni düzenlemelere gitme tavsiyeleri, bir insanın elleri kolları bağlandığı halde koşmasının istenmesine benziyordu.

Buna karşılık, İngiltere ancak siyasi çıkarlarının zoru ile Türkiye’nin ve özellikle İstanbul’un Ruslar tarafından işgalini önledi; Ayastefanos Antlaşması’nın Berlin Antlaşması’yla değiştirilmesi ancak bu sebebe dayanıyordu. Fakat Almanya’nın askeri ve iktisadi bakımlardan gösterdiği şaşılacak derecede çabuk gelişme, Bismarck tarafından Üçlü İttifak’ın kurulması, özellikle Alman Deniz Kuvvetleri’nde ve büyük İngiliz donanmasında tehlikeli bir rakip olacak derecede görülen gelişme, İngiltere’nin az sevilen Çarlıkla birleşmesi sonucunu doğurdu!O günden başlayarak Türkiye, Avrupa devletlerinin hiçbirinden, onun çıkarı için bile olsa, en ufak bir yardım dahi görmedi. Birleşmiş olan taraflardan her biri, Şark meselesini kendi amaçlarına uygun bir şekilde çözümlemeye çalışıyordu.

Babıâli, varlığını sürdürmek için o zamana kadar siyan çelişkilerden yararlanmaktaydı; ancak, devletler arasındaki denge ve ayrılıklar artık kendi aleyhine dönmüştü. Üçlü İttifak ile İkili İttifak’ın ilişkileri ve özellikle Üçlü İttifak’ın yendi üyeleriyle arasındaki ilişkiler o derece gerginleşmiş ve görüşlerde o derece ayrılık baş göstermişti ki, devletlerden hiçbiri Şark meselesi siyasetinden vazgeçemiyordu. Devletler gruplarından her biri, belki başka bir şekil altında olmak üzere, kendi çıkarlarını kollamaya çalışıyordu. Türkiye’nin Paris ve Berlin Antlaşmalarıyla, devletlerin garantisi ile sağlanmış olan varlığına bu antlaşmaları imzalamış olan devletlerden hiçbiri uymuyor, saygı göstermiyordu.

Talat Paşa'nın Anıları
(Hazırlayan: Alpay Kabacalı. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları İst. 7. Basım, 2003)
Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)

REKLAM

ÜCRETSİZ ABONE OL

REKLAM