Son Dakika



Kılıçdaroğlu, kendisini izlemekle görevli habercilerden gizleyerek, Ankara Bilkent Otel, Konferans Salonu’nda, 20 Şubat 2017 Pazartesi günü saat: 10.00’da bir toplantıya katıldı.

Konuşmalarda, “Genel başkanı olmasa bu gösterişsiz toplantı olmazdı” denilerek Kılıçdaroğlu’nun özel önem verdiği anlaşılan Halk Müziği Çalıştayı, Yenimahalle Belediyesi ve Ozander tarafından CHP Bilim Yönetim ve Kültür Platformu Başkanı Prof. Dr. Onur Bilge Kula ve folklorcu Metin Turan’ın emekleriyle düzenlendi.

Toplantıya, akademisyenlerin konuşmaları ve halk ozanlarının türküleri damga vurdu.

Ozander başkanı Kenan Şahbudak açılış konuşmasında,  "Bizim sorunlarımız ne taraftan bakarsan var, çözüm bulabilmek önemli. 1994 yılında Hüseyin çırakman 7 arkadaşı tarafından kuruldu derneğimiz. UNESCO yaşayan insan hazinesi İsmail Nar da burada.

Ozanlarımızı anma tanıtma, gençlerle ilişki kurma etkinliği, genç ozanlar etkinliği, kadın ozanlar etkinliği, bölgesel ozanlar etkinliği, geçmişten geleceğe etkinliği.. gibi etkinlikler düzenliyoruz.

Çeşitli zamanlarda bazı taleplerimiz oldu ama bir katkı görmedi derneğimiz. Ozanın net tanımı, halkın sesidir, olmalıdır.

HALUK TOLGA İLHAN (Tenor): Ruhi Su Hümeyra çakır opera tekniğini kullandı ama sonra kimse kullanmadı.

Ama biz son 5 yıl içinde bunu yapmaya çalıştık. Gitara koma çalalım bağlamadaki sesler burada oluşsun. Üniversite gençliği bizi çok sevdi. 

Yaptığımız işle asimile olmadık, batıdaki enstrümanları kendi özümüze uydurduk, bunu başardık.

Çok şan tekniği çalıştık. Ruhi Su'nun hocası benim de hocamın hocasıydı. Oradan gelen bir şan tekniği de bana çok şeyler kattı.

Geleneksel ve modern söylemler arasında fark oldu. Gelenekseller uzaktan, modernler şaşarak baktılar.

Önemli olan demdi o demi yakalamak önemliydi. Organik bir kültürü yakalamak önemliydi onu yakaladık.

Şunu gördüm, Anadoludaki müziğin izini sürerken bizler bilmeden seziyoruz. Anadoludaki etnik yapı Horasandan gelen Türki yapısı, Şirazdan ezgiler, Rum Abdallar var Emevi akımına karşı direnen yapı var. Bu üç yapının organik yapının bütünlüğüyle direnmesi gerekiyor.

Bunun için Abdalların izini sürdük. Abdal Musa, Pir Sultan Abdal… Abdal olgusunun ne olduğunu anlamaya çalıştık.

Kalenderilik bilinmiyor. Haydariler... Mevlevi kültürü…

Sözlü kültür çok önemli. Yazılı kültür ezenlerin yazdırdığı kültür haline geliyor. Sözlü kültür organik ozanların eseridir. Aşık Sümmanilerin, Davut Sümmanilerin, Daimilerin tekrar incelenmesi gerekir, taşınması gerekiyor omuzlarımızdaki yük çok fazla...

OKAN MURAT ÖZTÜRK: Kendini bilmek başkalarını da bilmek demektir. Halk müziği diye geçtiğimiz konu Avrupa'da Edinburg'da Protestan düşünür siyasetçinin yeni bir ütopya kurmak için yola çıkmalarıyla ortaya çıktı. Kendilerine bir zemin oluşturmak için. Bugünkü anlamda modern halk müziği böyle çıktı. Bir çoban şarkıları vardı eskiden. Doğal haldeki…

Herder: Onun evrensel halk müziğine etkisi, milliyetçi akımların gelişmesi böyle oldu.

Bizde 1896 yılından beri Avrupa görmüş Jöntürkler başlattı. Gazeteciler siyasetçiler bu konuyu saltanata karşı bir ütopya cumhuriyeti kurmak için aynen Avrupadaki örneklerine bakarak bu dünyaya taşımışlardır. Rıza Tevfik, Fuat Köprülü, Ziya Gökalp, Fikret… oluşuma zemin hazırladılar. Cumhuriyet oldu tabi esas. Ama öncesinde bir milli müzik yaratılması jöntürk düşüncesinde vardı. CHP’nin tüm bu çalışmaların öncelenmesinde büyük rolü vardır.

Objektif değerlendirmenin önünde hep bir engel olmuştur Türkiye'de. Bu halk nedir bu müzik nedir birkaç özverili yurtsever insanların çabalamaları dışında kurumsal bir çalışma göremedik. Ya resmi ideolojinin ya da solcuların körlerin filin tarifi gibi bir halk müziği anlayışının olduğunu devleti yönetenlerde görüyoruz. Türkiye gibi Anadolu gibi dünya insanlık mirasının merkezi yerde bu kadar güdük sanatsal anlamda tarafgir bilisel anlamda ideolojinin güdümünde eğitimin aşılamadığını Türkiyenin gerçeği olarak ifade etmek gerekir.

Bir mefkure kavramı var… Müzğin devleti yönetenler açısından önemli olduğunu görüyoruz. Modernite bunu biraz sarsıp çıkar. Kadim dünyanın en önemli özelliği müziği felsefenin içinde düşünmüştür. Odakta müzik vardır. Platonun devletinde bile yöneticiler için temel bir müzik eğitimi önerisi var.  Perikles'in baş danışmanlarından biri Atinalı müzik eğitimicisidir.  

Müzik aslında insan yetişmesinin terbiyesinin temel unsurudur. Erdemli bir yöneticilerin olması için kişi kendinde olmayanı başkasına verebilir mi? Sokrates'in sorusu bu?

Prof. ONUR BİLGE KULA: Genel başkanı olmasa bu gösterişsiz toplantı olmazdı.

Anadolu, kültürlerin harmanlandığı bir yaşam alanıdır. Anadolu kültürüne yaptıkları katkılardan söz ediyorum. Müthiş birçok katmanlılık duyarlılık yaratan bir toplumdur. Bütün kültür tarihçilerinin üzerinde birleştikleri nokta kültürlerin harmanlandığı yer olmaktan öte yönünü hep batıya dönmüş ama doğu kuzey güneyden ilişkisini kesmemiş bir yerdir Anadolu. Bu Avrupa'da da yoktur Amerika'da da. Halkın bağrından çıkmayan hiçbir şeyin sürekliliği olamaz kültürde.

Halk kültürü sürekli nitelik değiştirerek varlığını sürdürür. Birisi geleneksel diğeri güncel. Çağdaşı kullanmış yorum olumluluk yüklüyoruz çünkü. Ne geleneksek küçümsenebilir ne güncel; çağdaş dediğimiz şey bu ikisinin üzerinde yapılan bir atılımdır.

Halk türkülerinin bir değer olarak algılanıp felsefi düzeye taşınmasının Cumhuriyet'le başladığını ama çalışmaların yetersizliğinden söz edebiliriz. Yunus Emre bile uzun süre anlaşılamamıştır.

Bizim eksiğimiz batı felsefesinde müziğin tartışılmasına karşın bizde daha bu yok. Araştırmacıları göreve çağırmak gerekiyor. Güzelliğin on para etmez şu bendeki aşk olmasa.

Hegel’in diyalektik düşüncesidir. Seven olmasa sevilen sevilen olmasa seven olmaz.

Uzun ince bir yoldayım gidiyorum gündüz gece.

Halk kültüründe Mozart'ın Saraydan Kız Kaçırma operası 1787 yılılda. Çok eleştiriliyor. Mozart bile...

Halk müziğini küçümsemek kimsenin haddi olamaz…

Eleştirenler bunun felsefi derinliğine ulaşamayanlardır.

Bu halk artık yeter demesini bilen bir halktır. Tarihte çok olmuştur… Yazgıcı değil müthiş uyarıcı şiirlerdir bunlar. Yorum sizin... Şaha giderim.. Hakikati arayışta direnirim demektir.

Bu halkın hiçbir zaman karanlıklara baş eğeceğini düşünmüyorum.

Halk müziğinin kayıt altına alınması 1920’lerde başlamıştır.

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Ben en güzel toplantılardan birine katılıyorum. Medyaya kapalı olmasını özellikle istedim. 

Hepimiz, hayatımızın bir bölümünde türkü söyledik, hepimiz türkü dinledik. Bütün müziğin kaynağı halk türküleridir.

Ruhi Su’yu ilk dinlediğimde Hacettepe’de öğrenciydim. Alıştığım türkü değildi bildiğim türkü ama yorum başkaydı. Sonra gördüm ki kırsal alanda da ruhi su dinlenebiliyor. Özü bozmadan yapılabiliyor.

Türküler, sıradan bildiğimiz ezgiler yorumlar değildir. Bir olayın, bir acının tetiklediği, bunun da sonradan müziğe doluştuğu temel ögeler vardır. Hep düşünürdüm,  Karadeniz’de niçin uzun hava olmaz diye. Hoyratı yok. Urfa’da var Karadeniz’de yok…

Doğa insanı etkiliyor. Harran Ovası’nda giderken herhalde uzun hava hoyrat söylemelisiniz. Karadeniz’de daha kısa daha hızlı bir müzik var.  ‘Cerrahpaşa’yı dinleyince oranın da dramı var dedim.

Osmanlının halkı küçümsemesi, Cumhuriyetle halkın egemenliğinin kurulması halk kültürünün önemsenmesine yol açtı. Yeni Türkçe sözcükler, türküler değer kazandı.  Okuma yazma olmadı Osmanlı zamanında da Türkçe var oldu türküler hep var oldu. Saraydan bir padişahın şiirini hiç anlayamıyoruz…  Yanlış anlaşılmasın onlar da önemli elbet. Ama halk ozanlarımız pırıl pırıl duruyor.

Ülkemizde ozanlık geleneği Cumhuriyetle birlikte ilerlemiştir… Geçmişte bir olayı toplum özümserse halk türküye dökerdi. Mesela Varto depreminde… Okuma yazma olmadı Osmanlı zamanında da Türkçe var oldu türküler hep var oldu. Saraydan bir padişahın şiirini hiç anlayamıyoruz…

Siyasetçi olarak bizim görevimiz halkın değerlerinin kaybolmamasını sağlamaktır. Türkülerin arkeolojisi diye bir araştırmaya rastladım. Karadır kaşların ferman yazdırır türküsünün nasıl yazıldığını anlatıyor. Eskişehir hapishanesinde bir kadına aşık adam, ulaşamamış bu türkü yakmış.

Türkülerin özünü bulmak içen bu tür çalışmalar yapmak gerekiyor. Zengin bir coğrafyamız kültürümüz var. Bunu yaşatmamız en temel görevimiz. Önceki toplantıya halk müziği sanatçılarını davet etmemiştik. Müziğin kaynağı halk türkülerinde yatıyor.

Bugün ozanlara değer vermemek onların örgütlerine katkı yapmamak gerçekten bir dram. Kendi kültürümüz açısından. Değer vermeyenler de türkü dinliyor çünkü.

Suçlusu bizleriz, siyasetçiler. Eğer bizler sanata ve sanatçıya değer verirsek onların önündeki engelleri kaldırmak bizim de değerimizi artırır.

İstedikleri gibi film, müzik, edebiyat, resim, müzik, türkü yapsınlar. Bizim asıl sağlamamız gereken bu. Bu toplantı bereketli bir toplantı olacak ve kazanan hepimiz olacağız.

Üniversitelerimizin de bu konuda yeterli çalışma yapması lazım. Bilemediğimiz keşfedemediğimiz türkümüz, masalımız var. Torosa gidin, Karadeniz’e gidin dağlarda ayrı ovalarda ayrı zengin bir kültür var. Anadolu zaten kendisi bir kültür merkezi coğrafya...”

Törende konuşan Ozander başkanı Kenan Şahbudak, “Çeşitli zamanlarda bazı taleplerimiz oldu ama bir katkı görmedi derneğimiz. Ozanın net tanımı halkın sesidir, olmalıdır. Usta çırak ilişkisi içinde oluyor. Bağışla bağlama kursları vermekteyiz. Üye aidatlarıyla var olmaya çalışıyoruz… Vergi ve muhasebe giderleri bizim belimizi büküyor.” dedi.

Prof. Onur Bilge Kula da, “Anadolu, kültürlerin harmanlandığı bir yaşam alanıdır. Müthiş birçok katmanlılık duyarlılık yaratan bir toplumdur Anadolu toplumu. Bütün kültür tarihçilerinin üzerinde birleştikleri nokta, kültürlerin harmanlandığı yer olmaktan öte, yönünü hep batıya dönmüş ama doğu kuzey güneyden ilişkisini kesmemiş bir yerdir Anadolu. Bu Avrupa’da da yoktur Amerika’da da…” diye ekledi.

Çalıştay bilim insnalarının ve sanatçıların katılımıyla öğleden sonra da devam etti.

Ahmet Yıldız
Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)

REKLAM

ÜCRETSİZ ABONE OL

REKLAM